Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Güzel ve duru olanı al, çirkin ve keder vereni bırak. "Kederden safâya ulaşmak. ” Tarifteki keder; üzüntü, iç sıkıntısı, bunaltı gibi kelimelerle tarif edebileceğimiz hal. Bu halin iki kaynağı olduğunu söylemek mümkün: Birincisi insanın “ebedi yurdundan” dünya gurbetine gönderilmiş olmasının varoluşsal hüznü. Mesnevî-i Şerif’in ilk on sekiz beytinde de anlatılan, insanı dünya kesafetinden sıyrılıp ruhunun yaratılış hakikatine çağıran kutlu hüzün. Mümin kişinin nerede ve hangi hal üzere olursa olsun daima taşıdığı, ona çok yakışan hüzün. İkincisi ise, yakasını dünyaya kaptırmış, ilahî kaderle barışını yitirmiş, nefsin tatminsizliğinde şu veya bu seviyede boğulmuş insanın hali. Sahte üzüntüler-uçucu keyifler döngüsünden kurtulmaktan, bambaşka bir bakış ve algı ile yeniden doğmayı, inşa olmayı, hakiki keder ve mutlulukla tanışmayı kasdediyoruz. “Üzüntüyü, mutsuzluğu bırak, mutluluğu al.” demektir. Denilmiştir ki: Âkil odur ki, “huz mâ safâ, da’ mâ keder” kaidesiyle amel eder, selâmet-i kalple gider.
Sabahattin Aydın
Sabahattin Aydın
·
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.