Gönderi

Eğer sınav döneminde bir öğrenci yahut bir şirket yöneticisi iseniz, günlük yaşamınızda beyninizi çok fazla zorladığınız için endişeye kapılıyor olabilirsiniz Ama sizi rahatlatayım; durum aslında sandığınızın tam tersi halde... Günümüzdeki meşguliyetlerimizin birçoğunun bizi derinlemesine düşündürmesine, hatta canımızı çok sıkıp kafamıza ağrılar
43 görüntüleme
Emirhan okurunun profil resmi
Yani insanlık ne zamanki kaosun hüküm sürdüğü doğaya karşı bir düzen arayışına girdi, o zaman kaosun ona vermiş olduğu müthiş meyvelerden uzaklaşmaya ve farkında olmadan o meyvelerden hasat edilmiş müthiş yeteneklerini kaybetmeye başladı. Günümüzde kendi kendine yetinemeyen insan sayısının absürt şekilde fazla olmasının başka bir açıklamaya ihtiyacı olmasa gerek. Durum gayet açık. Şu an düzen sandığımız sistemler içerisinde "gül gibi geçiniyor" olduğumuzdan, eksikliklerimizin eksikliğini çekmiyor olabiliriz ama yarın öbür gün kaos yeniden tezahür ettiğinde yani bir 'felaket' (gerçekte felaket kelimesi tamamen bencil insanın yok olma korkusundan doğmuş, saçma bir kelime, yenilenme diyelim biz ona) meydana geldiğinde (örnek: geçen seneki deprem) insanların ne denli aciz kalacaklarını düşünmek bile istemiyorum, acaba o zaman da atalarımız gibi tekrardan bir düzen arayışına mı gireriz -ki artık o patlama noktasını oluşturacak sivri veya toplumsal zekalara sahip değiliz, o yüzden bunu tekrardan deneme girişimimiz büyük ihtimal başarısızlıkla sonuçlanır- yoksa Homo neanderthalensis ya da Homo sapiens atalarımız gibi doğal şartlarda yaşama tutunmaya mı çalışırız... Bilemiyorum, tek bildiğim sonumuzun yakın olduğu ve bunu kendi ellerimizle, aslında masum bir gelişme isteğiyle hazırlamamız. Tarımın icadının aslında tüm savaşların, kavgaların, anlaşmazlıkların, bilimlerimizin, sosyal becerilerimizin, kültürlerimizin, inançlarımızın ve 'insanı insan yapan' diye nitelendirdiğimiz diğer tüm kabiliyetlerimizin temelini oluşturacağı, o zamanki atalarımızın nasıl aklına gelebilirdi ki?.. Dedik ya, onlar sadece karınlarını daha rahat doyurmanın yollarını arıyorlardı, nereden bilsinler sırf bu yüzden paranın doğup sonrasında kapitalizmin yükseleceğini?.. Sonuç olarak, sanırım bu evrende kendi ellerimizle değiştirdiğimiz, geliştirdiğimiz, icat ettiğimiz her şey, kendimizi bir evcil hayvan gibi uysallaştırdı, uysallaştırıyor ve aynı zamanda aptallaştırıyor. Bunun nedeni sanırsam kaos ve entropideki muhteşem denge prensibinden kaynaklı, bir şeyler kazanmak için bir şeyler feda etmen gerekiyor, ne yazık ki kusursuzluk bu evrenin paketinde yok...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.