Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Mübalâğalı neticeler çıkarılmamak şartiyle bu bir hakikattir ki, insan üstünde doğup büyüdüğü yer çevresinin ve içinde yaşadığı iklim şartlarının çocuğudur ve 'Anavatan' insan oğlunun gerçekten anasıdır. Sert iklim insanları ile yumuşak ve mutedil iklim insanları, çöl veya yüksek rakımlı dağ halkı ile ova, sahil ve ada halkı yalnız fizik bakımından değil, ruh ve karakter bakımından da farklıdır. Bu fark gayet tabii olarak, insanlardan mürekkep olan cemiyet yahut devlet varlıklarında da kendini göstermektedir. Bir devlet birliğinin kapladığı yer parçasının darlığından veya genişliğinden başka sahil; ada veya ova olması, sahillerinin girintili ve çıkıntılı, limanlı veya körfezli yahut düz bir parça halinde bulunması, devlet halkının da denizci, çiftçi, bağcı veya buğdaycı, dağlı veya ovalı, enerjik veya hantal olmasını intaç eder. Ülkenin fizik tabiatı ve iklimi bir takım siyasi ve iktisadi şartlar doğurur ve halkta ruhî birtakım hususiyetler yaratır. Bu hususiyetler de, devlet hayatı bakımından, ortaya mühim neticeler çıkarır.... Dağ, ova, yayla, deniz kenarı, çöl vesaire gibi başka başka tabiat içinde yetişen insanların kendilerine mahsus hususiyetleri oluyor ve bunlar ede- biyatlarında daima sayılacak tesirler bırakıyor. Kuruluk yahut rutubet; sıcak yahut soğuk; güneşli yahut soğuk; güneşli yahut sisli iklimlerde büyüyenlerin ruhları başka başka tesirlere maruz oluyor, kendilerini bir- birlerinden farklı olarak edebiyatlarında ifade ediyorlar. Gerçi edebiyatlarında bu haricî unsurlar kadar bazı dahilî unsurlar, başka medeniyet ve harsların temasiyle, yeni ve dünya cereyanlariyle gelen fikri edebî tesirler de häkim oluyor. Fakat bunların hiçbiri, bir milleti kendi iklim ve tabiatın verdiği tesirden tamamen kurtaramıyor. Yani ruh yahut dimağ tamamen vücuttan ayrılamıyor. Vücuda şekil veren, tesir yapan herhangi harici unsur ruh üzerinde de tesirini yapıyor.
·
1 artı 1'leme
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.