Çünkü;
"Sen ile ben gece ile gündüz gibiydik...
Aynı yeryüzünde ayrı hayatları yansıtan, birbirini tamamlayan bir bütündük.
Ben güneş gibi doğarken gökyüzüne, sen en zifiri karanlığınla boğardın beni.
Ben en umut dolu mavimle yaklaşırken sana, sen en derin siyahınla lacivertlere boğardın aydınlığımı.
Ben yağmurla, toprak kokusuyla gelirken sana, sen sislere boğar ayazda bırakırdın beni.
Ben ılık rüzgârlar estirir kalbine dokunmaya çalışırdım, sen gecenin karanlığında fırtınalar koparırdın.
Ben sana gülümsedikçe, sen öfke ile bakardın.
Ben koşar adımlarla gelirken sana, sen önüme görünmez duvarlar koyardın.
Ben tüm gerçeklerimle hayatımı adamaya hazırken sana, sen tüm yalanlarınla hayatımdan çıkardın.
Ben yıllarca içimde yaşatırken sevgimi, sen içindekileri yok saydın.
Tam buluştuk derken ayrı yollara saptık yine, tıpkı gece ile gündüz gibi.
Ben geldim sen gittin, sen geldin ben gittim!
Bir orta yol bulup, bir olamadık, birlikte olamadık...! "