Neva Altaj’ın kaleme aldığı Kusursuzca Kusurlu serisinin ikinci kitabı olan
Kırgın Fısıltılar İtalyan ailenin bir kızı olan Bianca’nın Rus mafyasıyla evlenmek zorunda kalmasını konu alan bir kitaptır. Serinin ilk kitabını okumadan direkt ikinci kitabı okumuş bulunsam da serinin her bir kitabında ayrı kişilerin hikayeleri ele alınıyor. Bu sebeple ben okurken bir sıkıntı yaşamadığımı söyleyebilirim.
Kusursuzca Kusurlu serinin bildiğim kadarıyla sıralaması şu şekildedir;
1)
Ruined Secrets
Dördüncü kitabı henüz çevrilmemiş olsa da muhtemelen yakın bir zaman diliminde yayınevi dördüncü kitabını da çevirir.
Serinin her bir kitabı farklı ana karakterlerden oluşuyordu. Sadece bildiğim kadarıyla ortak nokta Rus mafyaları üzerinden konu bütünlüğü oluşuyor. Daha önce
Kırgın Fısıltılar’ın konusu okuyunca ilk kitaba göre daha çok hoşuma gittiğini düşündüm. Beni aslında okumaya iten etkenin başrol kızın balerin olmasıydı ve sanırım birkaç incelemede —okuduklarım çoğunluk olumlu eleştirilerdi— ilk kitaba oranla bu kitabı daha çok sevdiklerini söylüyorlardı. İlk kitabı okumadığım için pek bir yorum yapamasam benim çok beğenerek okuduğum bir kitap olmadı. Öyle büyük bir beklenti içerisine de girmemiştim, sadece kafamı dağıtmadık hoş bir genç kurgu okumak istemiştim, buna rağmen beklentimi olabildiğince en alt kademeye indirsem bile o kademenin bile aşağısında kalan bir kitaptı.
Konu bütünlüğü yoktu. Elle tutulur olay veya karakterler arasında bağlam/ilişki yoktu. Anlatım berbattı. Ne bir betimleme ne de düzgün bir açıklama vardı. Boşluklarla dolu bir hikaye yazılmıştı. Araya köşeye birkaç diyalog ekleyerek smut içeriğin dahil olduğu mafya kitabı ele alınmıştı. Yazar bence sırf yazmak için yazdığını bile düşünüyorum. Oldukça basit bir kitaptı. Konusu bakımdan söylemiyorum bunu, sıradan bir genç kurgu konusu olduğu için konusuna lafım yok. Konun doldurulabilir olan yerlerini bile baştan savma öylece yazıp bırakılmıştı.
Olay örgüsü oldukça hızlı ilerliyordu. Ne olduğunu alamadan çoğu şey olup bitiyordu. Bazı şeylere anlam veremedim. Bianca konuşamıyordu ama bazen konuşuyordu. Sorunun tam olarak ne olduğunu bilmek isterdim. Şu an aklıma gelmese de bilinmesi gereken ayrıntılar üzerinde hiç geçilmeden gidildi. Diyaloglar sıradandı, karakterler ne ara bulundukları duruma alışıp birbirine aşık oldular onu bile anlamadım. Hadi erkek karakteri anlayabilirim, daha önceden kızı tanıyordu fakat Bianca için durum çok farklıydı. Zorunlulukla evlendirilmişti ve hemen duruma adapte olmuştu.
Kitap uzun değil evet ama beğenmedim. Sırf bir balerin olması uğruna kitaba başladım fakat o bile doğru dürüst geçmedi. Koca bir hayal kırıklığıydı. Bu yazarın kitapları ülkemizde oldukça beğeniliyor, belki de artık genç kurgu okurken biraz daha seçici olmalıyım çünkü sürekli bir sıkıntıyla karşı karşıya kalıyorum. Sanırım çok şişirilen kitapları okumamalıyım artık. Söyleyeceklerim bu kadar, okumayı düşünenlere keyifli okumalar dilerim.
