Beşinci Mevsim
BENZEMEK
Dedelerimize, babalarımıza ve kendi kendimize benzemekten utanıyoruz. Başkalarını, yani her yönüyle, her haliyle bizden olmayanları taklit ediyoruz. Taklitçilik, şahsiyetsizlik bir övünme vesilesi oldu.
Doğru mudur acaba?
Bir Müslüman hanımımızın başına bağladığı eşarba karşı çıkıp "gericilik ve irtica" damgası vuranlar insan haklarından, demokrasiden de söz ediyorlar. Soyundukça soyunan ve ana üryan dolaşmayı medenilik bilenlerin başkasının
giyimine müdahalesi yobazlık değilse nedir? Adamlar bize ait olan her güzelin, her namuslunun mu- halifidirler. Bu da batı taklitçiliğinin seviyesiz bir ruh hastalığıdır.
Maymundan türediklerini iddia edenlere ben hâk veriyorum.
Onların her hålleri maymuna benziyor. Hz. Adem (as)'dan gelen nesil ise maymunzadelere şeklen benzeseler de bir yakınlıkları, akrabalıkları yoktur.
Bırakalım taklitçi maymunları da biz kendimize sahip çıkalım.
Onların saldırısı geçicidir. Onlar her devirde var olmuşlar, olacaklar. İnsan nesli de var olacaktır. Yeter ki insanlar insanlıklarını iyi anlasınlar.
Anlamayana anlatacağız.
Benzettiler
Yeni bir afyondur yenen her lokma
Biber Avrupalı, tuz Avrupalı.
Gülücükler sahte, kirpikler takma
Dudak Avrupalı, göz Avrupalı.
Bebeklikte benliğini yitiren
Tepe tepe tepemizde oturan
Bizi çıkmazlara alıp götüren
Ayak Avrupalı, iz Avrupalı.
Birisi diskoda içer, kıvırır
Birisi kulüpte konken çevirir
Yapmasını bilmez, yıkar devirir
Ana Avrupalı, kız Avrupalı.
Kalıba uydurdu uyduklarımız
Yazmakla bitmez ki duyduklarımız
Paris modasıdır giydiklerimiz
Astar Avrupalı, yüz Avrupalı.
En mahrem yerlerin kalktı örtüsü
Beş santim tırnaktır ellerin süsü
Bütün bunlar medenîlik ölçüsü
Cilve Avrupalı, naz Avrupalı.
İster sâri deyin, isterse irsî,
Büyük revaç buldu makbulün tersi
Duyduğumuz 'okey, adiyö, mersi'
Ağız Avrupalı, söz Avrupalı.
Her gün karşımıza on zıpır çıkar
Bağırır-çağırır, devirir yıkar
Dinler kulağımız, gözümüz bakar
Sürü Avrupalı, yoz Avrupalı.
Başımız ayıkmaz binlerce halttan
Örf, adet gemimiz delindi alttan
Analar Muğla'dan, Van'dan, Tokat'tan
Bebek Avrupalı, bez Avrupalı.
Sahnede ekranda hıyar dinleriz
Deliye, densize uyar dinleriz
Saçma çığlıkları duyar dinleriz
Şarkı Avrupalı, saz Avrupalı.
Herkes soyunuyor, açılmıyor ki
Sokakta boynuzdan geçilmiyor ki
Müslüman gâvurdan seçilmiyor ki
Şekil Avrupalı, poz Avrupalı.
'Türklük bu mu? ' desem 'bu' diyecekler
Şampanyayı sorsam 'su' diyecekler
Bir gün kökümüze 'hu' diyecekler
Kabuk Avrupalı, öz Avrupalı.
20 Mart 1986
Anlamayana anlatacağız.