Aristoteles'in Poetika boyunca sık sık tekrar ettiği ve üzerinde önemle durduğu tragedyanın amacının insanı hoş, zevk verici bir deney içine soktuğu yönündeki görüşünü temel alırsak bu hoş, zevk verici deneyin estetik bir deney olması gerektiği üzerinde ısrar etmek durumundayız.
Bu estetik deneyin aynı zamanda psikoterapötik, yani tedavi edici, hastayı iyileştireceği bir yanı da olabilir, ama ona indirgenmesi Aristoteles için her halde kabul edilebilir bir şey olamaz.
Hatta buradan hareketle Aristoteles'in, eğer aynı dönemde yaşamış olsaydı, Freudçu psikanaliz kuramının sanatı dar anlamda bir yüceltme (sublimasyon) olarak tanımlamaya çalışan görüşüne bu nedenle karşı çıkabileceğini söyleyebiliriz.