"En büyük yaşam engeli, yarına dayanıp bugünü tüketen beklentidir." s.57
İncelememe bu sözle başlamak istedim çünkü kitabı bir ders kitabı olarak görüyorum. Anı yakalamak, mutlu bir yaşam elde etmek fakat yaşamın kısalığını da unutmamak hakkında dersler veriyor
Seneca
Kendisi Stoacılık Felsefesini benimsemiş, hatta bu felsefeye büyük ölçüde yön vermiş bir filozof olarak tanınıyor. Temelde
Sokrates öğretisi olarak açıklanıyor Stoacı düşünce.
Seneca da yaşamı boyunca Sokrates'in yolundan gitmiş. Hatta ölümünde dahi onun izlerini görmek mümkün. Bu yüzden Seneca'nın bu eserini okumadan önce Sokrates'in Savunması'nı okumanızı öneririm.
Kitaba dönecek olursak aslında 2 kitap olarak yazılmış fakat İş Bankası Kültür Yayınları ikisini birleştirmiş. Birinci kısımda 'Mutlu Yaşam Üzerine' öğretiler veriyor. Herkes kendince dersler çıkaracaktır buradan. Zaten temelde Stoacı düşünceye dayanıyor tüm cümleleri. Bu da kitabın daha ilk sayfalarında özetlenmiş;
"Öncelikle zihnimiz sağlıklı olmalı ve kendi sağlığını kalıcı bir şekilde elde etmiş olmalı, sonra cesur ve dinç olmalı, dahası en güzel şekilde sabreden, farklı dönemlere ayak uyduran, kendi bedenine ve onu ilgilendiren her şeye dikkat eden ama bunun için dertlenmeyen, yaşamı meydana getiren hiçbir şeye ilgisiz kalmayan ama hayranlık da duymayan, talihin armağanlarından faydalanıp onların kölesi olmayan bir karakterde olmalı." s.7
Asıl beni etkileyen kısım ikinci parça, yani 'Yaşamın Kısalığı Üzerine' oldu. Seneca bir ömür muhasebesi yaptırıyor burada. Sonuçlar herkes açısından farklı olacaktır.
"Geçmişini, ne zaman kesin bir plan yaptığını, ne kadar az günün tasarladığın gibi geçtiğini, ne zaman yüzünün doğal haline büründüğünü, ne zaman zihninin huzursuz olmadığını, böylesine uzun bir ömürde ne başardığını, sen kendin ne kaybettiğini anlamazken, birçoklarının senin yaşamından ne kadar çaldığını düşün." diyor Seneca.
'Ve sende sana ait ne kadar az şey kaldığını yeniden düşün, göreceksin ki vaktinden önce ölüyorsun.'