Gönderi

Berkeley'de İdealizm ve Antimateryalizm
Berkeley'e göre, deneyimlediğiniz ve hakkında düşündüğünüz her şey —bir sanyalye ya da bir masa, 3 sayısı vesaire vesaire sadece zihnimizde var oluyordu. Bir nesne sizin ve diğer insanların onun hakkında sahip olduğu düşünceler toplamından ibarettir. Bunun ötesinde bir varoluşa sahip değildir. Onu görecek ve duyacak kimse yoksa, nesneler basitçe var olmayı bırakırlar, çünkü nesneler insanların (ve Tanrı'nın) onlar hakkındaki düşüncelerinin üzerinde ve ötesinde olamazlar. Berkeley bu tuhaf görüşü, Latince “Esse est percipi,” yani “Var olmak algılanmaktır” cümlesiyle özetliyordu. Öyleyse, bunları deneyimleyecek bir zihin olmadıktan sonra, buzdobalabının ışığı açık olamaz ya da ağaç ses çıkartamaz.(Buzdolabını kapattığımızda onu gözlemleyen biri yoksa ışığının hâlâ yanıp yanmadığı bilinebilir mi? Ya da kimsenin olmadığı bir ormanda düşen bir ağaç gerçekten ses çıkarır mı?) Berkeley'in maddecilik-karşıtı düşüncesinin bariz sonucunun gösterdiği budur sanki. Fakat Berkeley, nesnelerin sürekli olarak bir var olup bir yok olduklarını da düşünmüyordu. O bile bunun tuhaf bir düşünce olacağının farkındaydı. Berkeley, Tanrı'nın düşüncelerimizin süreklileşmiş varoluşunu güvence altına aldığına inanıyordu. Tanrı dünyadaki şeyleri sürekli gözlem altında tutuyordu, öyleyse onlar da var olmaya devam edecekti.
Sayfa 144 - Odadaki Fil | George BerkeleyKitabı okudu
·
256 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.