Gönderi

Sokrates hep yaptığı gibi sorularını peşpeşe sıralar. Kendine has, insanın kanını emen sorulardan biriyle başlar: Eros doğası gereği bir şeye duyulan sevgi midir, hiçliğe duyulan sevgi mi? Aşk, nesnesi olan şeyi arzuladığına göre, hiç kuşku yok ki ona sahip değildir ve eksikliğini hissetmektir. Sahip olunan şeye gelecekte desahip olma arzusunun bununla aynı kefeye konması gerekir; çünkü insan sahip olmadığı şeyi elde etmeyi arzularken, zaten elinde olan bir şeyi gelecekte de elinde tutmayı ister. Yani aşk, insanın sahip olmadığı bir şeyin eksikliğini hissetmesi ve onu arzulamasıdır. Üstelik aşk güzele duyulan sevgi olduğuna göre, Eros da güzellikten yoksun olmalı, yani buna sahip olmamalıdır. İyilik de güzellik olduğu için, Eros'da iyilik yoktur. Aynı şey bütün idealar için geçerlidir. Böylece Sokrates'in bir kavramı yok etmek için kabuğunu kırmayıp, içini boşalttığını görmüş oluyoruz.
··
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.