Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

1015 syf.
7/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Dünya edebiyatında büyük yer etmiş en büyük, en bilinen Rus klasiklerinden biri. Daha önce kendimi hiç bu kadar Rus klasiği okumuş gibi hissetmemiştim. Okuması zorlayan, 'bitmeyecek mi bu kitap' diye hissettiren ama bir yandan da merak ettiren... Baştan söylemeliyim ki o kadar övülen bu kitabı ben çok beğendim diyemiyorum. Kitap iki haftadır elimdeydi ama sanki daha uzun bir süre geçmiş gibi geldi. O kadar çok beğenmiş olsam zaten böyle hissetmezdim. Spoiler içerir Anna Karenina karakterini başta iyi, çok hoş bir insan gibi tanırken sonra fikirlerim değişti açıkçası. Anna Karenina'ya bakmadan önce kitaba ismini vermiş olsa da kitabın tamamı onunla ilgili değil. Diğer karakterlerle ilgili, özellikle Levin, çok şey anlatıyor. Hatta kitap yarı yarıya neredeyse. Evli ve çocuklu olan ve hayatında mutlu olduğunu sanan Anna, Vronski ile tanışır ve aslında mutlu olmadığını anlar. İkisi arasında doğan ilişki işleri iyice sarpa sardırır. Bu noktadan sonra Anna iyice sinir bozan bir insana dönüştü benim için. Vronski ile yaşadığı aşkı diğer sosyetikler gibi saklamaz. Açık açık yaşar. Ama kocasından da ayrılmaz. Durumu öğrenen kocası da Anna'yı uyarır ama kendisi de ayrılma fikrine uzakdir. Hem ayrılmak hem Vronski'yi düollaya davet etmek konusunda korkaklık gösterir. Kendince haklı yönleri vardır. Anna'nın Vronski ile birlikteği devam ederken evliliğinin bitirmemesinin sebebi ise çocuğu. Çocuğunu bir daha görememekten korkar. Ama gel gör ki Vronski ile ilişkisi iyice ilerleyince hatta bir yıl boyunca beraber yurt dışında yaşayınca çocuğunu hiç görmez ama hâlâ kocasından ayrılmama kararındadır. Anna kocasından nefret ederken aynı zamanda onu da seviyor. Ama kocasının onu affetmekle büyüklük göstermesi de sinirini bozuyor. Bunlar bir yana Anna fikrimce zaman içinde narsist bir insana dönüşüyor. Psikolojisi de bozuluyor zaten. Bir yandan Vronski bir yandan asla bitirmediği evliliği ve bir yandan Levin ile karşılaşınca şeytanca bir duyguyla Levin'i etkilemeye çalışması... Kendince hâlâ güzel ve etkileyici bir kadın olduğunu kanıtlamaya çalışıyor. Zaten o kadar güzel bir kadınki yedi cihan güzeli denecek boyutta. Onu her gören bayılıyor beğenisinden. Kitapta en sevdiğim karakter Levin... Kitabın yarısı onunla ilgili. Levin kendi içinde çelişkili düşünceler yaşayan, çok düşünen ve çabalayan bir karakter. Çiftliğinde sürekli bir şeyleri daha iyi hale getirmeye çalışıp başarısız olan ve neden başarısız olduğunu, işçileri ve köylüleri anlamaya çalışıp onlar için de bir şeyler yapmaya çalışan duyarlı ama bazen de dar bir açıyla hayata bakan bir adam. Levin sayesinde alt tabakayı tanıtıyor yazar, okumamış, tam olarak kendisi için neyin iyi olduğunu bilmeyen, yeniliklere kapalı bir alt tabaka. Levin sosyolojiden, siyasetten, sosyeteden ve başka bir çok konu ve tabakadan ilerliyor, değişiyor. Bir şeyler yapmaya çalışan ama başaramadığını düşündüğü anda aslında çok şey öğrenmiş bir insan. Ayrıca sevgisinde de en saf ve en masum olan... Anna ve içinde olduğu aşk üçgeni, üç kişi içinde toksik bir hale gelirken Levin hep masum bir sevgiyle bağlıydı sevdiği kadın Kiti'ye. Kitapta karakterler genel olarak sosyeteden, üst sınıftan olsalar da zenginlik rolünü oynasalarda onlar bile aslında hep borç içindeydi. Subay olup sosyete alemlerinin yakışıklı yüzü Vronski veya her yerden çıkan Anna'nın abisi, hepsi geçim derdinde. Çok fazla borçları olmasına rağmen halen sosyeteden ve lüksten geri durmaz hiçbiri... Bir yanda Levin ve alt sınıf, öte yandan bu karakterler ve üst sınıf... Hepsi farklı şekillerle ekonomik açıdan problem içinde. Bunlar döneme ait toplumsal ve ekonomik bir eleştiri. Ek olarak Fransız özentiliği. Sürekli Fransızca konuşan insanlar Rusluktan uzaklaşmış, yozlaşmaya başlamış. Levin de bu konuda eleştiri de bulunuyordu. Kitap Avrupa Yakası'nın bir bölümünde geçiyordu. Osman kitabı alıp hemen bitiriyor. Bir yandan ağlıyor bir yandan da Anna'ya söyleniyordu. Osman kadar etkilenmedim, Anna'nın sonunda bile... Bilemiyorum sorun bende mi?.. Ve açıkçası o tren garında Anna'nın yaptığı şey çabuk gelip geçti. Bir an anlayamadım ne oldu, Anna ne yaptı kendisine diye. Kitabın kendisi dışında fiziksel boyutta birkaç eleştiri: İletişim yayınlarının görselde olan baskısı (8.baskı, 836 sayfa). Yazı karakteri küçük olduğu için başlarda zorlandım ama o kadar sayfa da insan bir yerden sonra alışıyor, normal geliyor. Ama yinede dolu dolu olan sayfalarda harfler karınca gibi gözümde dolaşmaya başladı. Çeviride meşhur bir çeviri, Ergin Altay çevirisi. Fakat benim hoşuma gitmedi. Bazı cümleler öyle karışmış ki ne dediği belli değil. Özne yüklem kaymış bir tarafa. Neyi kim söylüyor anlaşılmıyor. Devrik cümlelerin çokluğu çeviriden mi kaynaklı yoksa Tolstoy da mı böyle yazmış bilmiyorum ama onları okuması hoş olmadı.
Anna Karenina
Anna KareninaLev Tolstoy · İletişim Yayınları · 201339,1bin okunma
·
54 görüntüleme
ayışığı okurunun profil resmi
Okumamaya karar verdim böyle olduğunu bilmiyordum.
Esra okurunun profil resmi
Okuyup çok da sevebilirsiniz, büyük bir kitlenin en sevdiği kitap. Benim yazdıklarım tek yönlendiriciniz olmasın 😊
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.