Rüzgara karışan ruh kokum yoktu
Güneşe açan çiçeklerim soldu
O günkü ağlayışım bir sondu
Belki aşkımın güneşi sönmüştü
Belki de gözümün feri
Hayvanları okşayan heyecanım kayboldu
İçime doğan duygular yok oldu
Kanayan gözyaşlarım yarama dokundu
Belki bedenimin ruhu ölmüştü
Belki de ruhumun perisi
Kırlara koşan çocukluğum uyuyordu
Meyvesi çürüyen ruh onu çok yordu
Aşk sessiz olmuyordu
Belki uykumun masalı bölünmüştü
Belki de kalbur samanın hayali
Alev alev yanarken buz gibi durmaktan
Buzullardan bir kutup kesildi yüreği
Yaprak kıpırdamaz mevsimleri
Dondurmuş tüm hislerini
Isıtmazdı onu artık aşk yelleri
Kundaklanmış hasrete pamuk gibi elleri
Sahte gülüşlerden bir dudak hareketi
Sevmek bilmez evcilikleri
Gelmezmiş şehrine kış geceleri
Üşütmezdi onu asıl aşkın yerleri
Sonra açıverdi parıl parıl güneşi
Geceye belirdi ay gibi kalbi
Belki bir yıldıza kaydı evi
Belki de değildi benim ülkem onun yeri
Batıp gittiği günden geri
Hüznü kaldı ondan da ileri
RUKİYE NUR ÜNAL