"Kalbin camdan farksız
Düşse paramparça,
Kafan tastan ibaret
Doldurup kime verdiğin meçhul,
Vicdanın ise tatlı sakız misali
İlk hoş gelir çiğnemek
Tadı çıktıktan sonra atarsın,
Ayakların da su gibidir
Akıp gidersin ama fark etmezsin.
Duyguların desen çorba olmuş
Mercimeğin ezogelinden farksız,
Hayatın olmuş dönmedolap
Döndürüp duruyorlar
Ama atlamaya cesaretin yok.
Yola çıksan her yer çakıl
Ayağında ayakkabın yok
Az ötede ayakkabıcı
Ama senin acıya tahammülün yok.
Dört tarafın olmuş duvar
Göremezsin artık renkleri
İsyan edip vurursun duvarlara
Çıkarın beni kim ördü bunu dersin
Tuğlaları kendi elinle dizdiğinden bihabersin."