Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Haklı ve haksız kelimeleri -kavramları gereksiz değil elbet. Ancak geldiğim yerde -yaşta- haklı veya haksız olmayı umursamıyorum. Aklım başımda. Elbet ki haklı olmak isterim. Ancak haklı olmanın yanında mutlu da olmak istiyorum. Haklı ve mutlu olmak zor. Kolaylaşması ise daha az tartışma, riyasız bir sabır ve samimiyet kokan bir suskunlukla, fedakârlıkla mümkün. Ütopya değil, isterim ki bundan kelli "haklı" ve "haksız" kelimelerini bile kullanmayayım. Bu kelimelerin üzerinde niye bu kadar durduğuma gelince, en sevdiğim ve derinleştiğim insanlar -ki üçü beşi geçmez- ile hiç yaşamadığım bir duygu olmuştur haklı ve haksız olmak. Kiminle, nedeni ne olursa olsun, haklı haksız tartışmasına girmişsen duvarımdan bir taş eksildiğini görüyor ve üzülüyorum. Dönüp dolaşıp aynı şeyleri yazdığımın farkındayım. Günlüklerimin bir yerinde yine yazmıştım. Güzellik zorlayan, güzellik belirleyen, güzellik rahat vermeyendir. Güzellik dünyanın tepesine çıkıp oradan yeryüzüne bakmak gibidir. Sonra daha aşağılardan dünyaya bakar, yine keyif alır insan ancak içimizden bir seste kulağımıza fısıldar durur: Bu dağın bir tepesi de var. Hepimizin tepesi, hepimizin güzel kavramı, hepimizin sorgulama biçimi farklı. Hayır, murad ederek anlatalım fakat değiştirmeye çalışmayalım. Bize düşen bu farklı algı ve edinimlerimize rağmen bir arada adil, merhametli ve kardeşane yaşamaya çalışmaktır. Kalbimizin ne çok odası, açlığı ve epeyce bir saklısı var! Kimsenin kalbine dokunmaya çalışma adamım -dokunamazsın da zaten- çünkü kalpler Allah'ın elindedir. Bana düşen bildiğim şekliyle güzel söylemektir, sonrası beni ilgilendirmemeli.
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.