Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İç çekişim
Kaldırımların soğuk taşlarını yalayıp geçen rüzgarın uğultusu, ruhumun fısıltılarında yankılanıyordu. Gri bulutlar gökyüzünü bir kefen gibi sarmış, şehrin üzerine kasvetli bir gölge düşürmüştü. Dondurucu bir rüzgar, derimi delerek en derin hislerime kadar işliyordu. Varlığımın anlamını sorgularken, ruhum bir sis bulutunun içinde kaybolmuş gibiydi. Duygularım donuklaşmış, zihnim puslu bir sisle kaplanmıştı. Hayatımın boşluğu beni daha da derine çekiyordu, adeta bir uçuruma sürükleniyordum. Kendi hayatımın kuklası gibiydim, görünmez bir ip tarafından yönetiliyordum. Nereye gittiğimi, ne yapmak istediğimi bilmiyordum. Bir yaprak gibi rüzgarın insafına kalmıştım. Geçmişin hayaletleri peşimde, geleceğin belirsizliği boğazımı sıkıyordu. Her adımda varoluşumun ağırlığı altında eziliyordum. Sanki bir bataklığa gömülüyordum, her nefes alışımda daha da derine batıyordum. Umut ışığı sönüyor, karanlık beni yutuyordu. Boşluk... Sonsuz bir boşluk... Hayatım bu mu? Varoluşumun tek anlamı bu arafın tadını çıkartmaya çalışmak mıydı? Yoksa bir çıkış yolu var mıydı? Bu karanlığı aşmanın bir yolu...
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.