abandon = (1) (birini) terk etmek (= leave) (2) bir şeyden vazgeçmek (= give up)
abate = azalmak, dinmek
abbreviate = (1) kısaltmak, özetlemek (2) (matematikte) sadeleştirmek
abduct = kaçırmak
abhor = nefret etmek
abide by = uymak kabul etmek
ability = yetenek
abolish = (toplumdaki tabuları) yıkmak, sona erdirmek, ortadan kaldırmak (= do away with)
absorb = içine çekmek, emmek
abstain from = (alkol, ilaç vb) --- den sakınmak/ uzak durmak (=avoid from) !
abundance = bolluk, bereket
abundant = bol, bereketli
accelerate = hızlandırmak, ivme kazandırmak *** accelerator = gaz pedalı
accept = kabul etmek, razı olmak
access = erişmek, ulaşmak
accessible to = ulaşılabilir, erişilebilir
accommodate = (misafir, konuk vb) ağırlamak (= put up)
accompany = (1) eşlik etmek, arkadaşlık etmek (= escort) (2) beraber
bulunmak ya da bir arada gözükmek (* Pain and fever accompany inflammatory
diseases)
accomplish = başarmak (= achieve)
accumulate = (1) birikmek, çoğaltmak (2) biriktirmek, yığmak
accuracy = doğruluk, kesinlik
accurate = doğru, hatasız, eksiksiz bir şekilde (= precise, correct)
accurately = doğru, hatasız, eksiksiz bir şekilde (= precisely, correctly)
accuse (of) = birini bir şeyle suçlamak, itham etmek
achieve = başarmak, yerine getirmek
acknowledge as = (1) kabul etmek, --- olarak tanımak (2) (mektup, mesaj vb)
aldığını gönderen kişiye bildirmek
acquainted with = aşina olmak, haberdar olmak (= familiar with)
acquire = (dil, miras, huy vb) edinmek, kazanmak (= obtain, attain) (*She
acquired a huge fortune.) (* I acquired Turkish but I learned English in school.)
acquisition = edinim
activity = faaliyet, aktivite *** activist = bir fikrin aktif destekçisi (=supporter)
adapt = bir şeye uyarlamak, uydurmak ( = adjust)
addict = bağımlı, tiryaki *** drug addict = eroin bağımlısı
addiction to = bağımlılık, tiryakilik
addition = ilave, ek
additionally = ayrıca, bunun yanı sıra, buna ilaveten (=
furthermore,moreover)
adequately = yeterli bir şekilde (= sufficiently)
adjust = (1) uyarlamak (= adapt) (2) alışmak (= get used to)
adjustment = düzeltme,intibak, uyma
administer = (1) idare etmek, yönetmek (2) (damardan ilaç vb) vermek,
sağlamak
admire = hayran olmak
admit = kabullenmek, itiraf etmek
adopt = (1) evlat edinmek (= take up) (2) (önlem, tedbir vb) almak (adopt
measure) (3) (başkasına ait bir şeyi) benimsemek (dil, din vb)
adore = çok sevmek, tapmak
adverse = zıt, kötü
advocate = (1) savunmak (= defend) (2) desteklemek (= support)
affect = etkilemek (= influence)
aggravate = gittikçe kötüye gitmek, fenalaşmak (= deteriorate, worsen)
aggressive = saldırgan
aid = yardım etmek (= help)
alien (to) = yabancı
alongside = yanında, bitişiğinde (beside, next to)
alter = değiştirmek (= change)
alteration = değişiklik
amazing = şaşırtıcı, hayran bırakıcı (= astonishing)
amend = değişiklik yapmak (kanunda düzenleme yapmak anlamındaki gibi)
amendment = değişiklik, (kanun vb) üzerinde değişiklik yapmak (= alteration)
amusing = eğlenceli, zevkli
announce = anons etmek, ilan etmek (= give out, declare)
anticipate = ummak, beklemek
apologize = özür dilemek (apologize to someone for something)
appalling = korkunç (= dreadful, horrendous)
appointment = (1) atama, tayin (2) randevu (= rendezvous)
appreciate = (1) takdir etmek, değerini bilmek (2) anlamak, farkına varmak
approach = (1) (zaman/ mesafe bakımından birine/bir şeye) yaklaşmak (* Do not approach with fire! (2) (bankaya/yüksek bir mevkiye vb) müracaatta
bulunmak, ricada bulunmak (* She approached the bank for a loan)
appropriately = uygun olarak (= suitably)
approve of = onaylamak, uygun bulmak, tasvip etmek
arrange = düzenlemek, ayarlamak (toplantı, randevu vb)
artefact = insan eliyle yapılmış (sanat)
ascend = yukarı çıkmak, yükselmek, tırmanmak (= go up / climb up)
ask for = ricada bulunmak, bir şey istemek
aspire = şiddetle arzu etmek, çok istemek (* I’ve always aspired to be a singer)
assemble = (1) bir araya getirmek, toplamak (= gather) (2) monte etmek (= put
up)
assess = değerlendirmek (= evaluate)
assign = atamak, tayin etmek, görevlendirmek (= appoint)
assist somebody in something = birine bir konuda yardım etmek
associate = (zihninde insanlar/eşyalar arasında) çağrışım yapmak,
çağrıştırmak * I always associate the smell of baking with my childhood.) (2)
(kötü yolda olan veya kötü alışkanlıkları olan insanlarla) arkadaşlık yapmak,
düşüp kalkmak (* Don’t associate with those glue-sniffers.)
assume = (1) elinde delil olmadan bir şeyin doğru olduğunu düşünmek veya
kabul etmek, farz etmek (= conclude) (2) (sorumluluk/vebal vb) üstlenmek,
üzerine almak (= take on) (* I temporarily assumed the responsibility for her)
assure = birine teminat vermek, emin kılmak, garanti vermek
astonishment = şaşırtmak, şaşırmak (= amazement, bewilderment)
attach = iliştirmek, eklemek (= enclose)
attack = saldırmak, saldırı
attain = elde etmek, erişmek (= gain, obtain)
attainment = ulaşmak, erişmek
attend = iştirak etmek, katılmak
attribute = (bir sebebe/nedene) dayandırmak (= base on/upon)
auditorium = dinlenme/izleme salonu, seyircilerin oturduğu bölüm
available = mevcut, var olan
avert = (1) olmasını önlemek (2) başka yöne çevirmek (trafik akışını vb)
avoidable = kaçınılabilir, engellenebilir
award = ödül