Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

YDS'de En Çok Çıkan Kelimeler A Harfi
abandon = (1) (birini) terk etmek (= leave) (2) bir şeyden vazgeçmek (= give up) abate = azalmak, dinmek abbreviate = (1) kısaltmak, özetlemek (2) (matematikte) sadeleştirmek abduct = kaçırmak abhor = nefret etmek abide by = uymak kabul etmek ability = yetenek abolish = (toplumdaki tabuları) yıkmak, sona erdirmek, ortadan kaldırmak (= do away with) absorb = içine çekmek, emmek abstain from = (alkol, ilaç vb) --- den sakınmak/ uzak durmak (=avoid from) ! abundance = bolluk, bereket abundant = bol, bereketli accelerate = hızlandırmak, ivme kazandırmak *** accelerator = gaz pedalı accept = kabul etmek, razı olmak access = erişmek, ulaşmak accessible to = ulaşılabilir, erişilebilir accommodate = (misafir, konuk vb) ağırlamak (= put up) accompany = (1) eşlik etmek, arkadaşlık etmek (= escort) (2) beraber bulunmak ya da bir arada gözükmek (* Pain and fever accompany inflammatory diseases) accomplish = başarmak (= achieve) accumulate = (1) birikmek, çoğaltmak (2) biriktirmek, yığmak accuracy = doğruluk, kesinlik accurate = doğru, hatasız, eksiksiz bir şekilde (= precise, correct) accurately = doğru, hatasız, eksiksiz bir şekilde (= precisely, correctly) accuse (of) = birini bir şeyle suçlamak, itham etmek achieve = başarmak, yerine getirmek acknowledge as = (1) kabul etmek, --- olarak tanımak (2) (mektup, mesaj vb) aldığını gönderen kişiye bildirmek acquainted with = aşina olmak, haberdar olmak (= familiar with) acquire = (dil, miras, huy vb) edinmek, kazanmak (= obtain, attain) (*She acquired a huge fortune.) (* I acquired Turkish but I learned English in school.) acquisition = edinim activity = faaliyet, aktivite *** activist = bir fikrin aktif destekçisi (=supporter) adapt = bir şeye uyarlamak, uydurmak ( = adjust) addict = bağımlı, tiryaki *** drug addict = eroin bağımlısı addiction to = bağımlılık, tiryakilik addition = ilave, ek additionally = ayrıca, bunun yanı sıra, buna ilaveten (= furthermore,moreover) adequately = yeterli bir şekilde (= sufficiently) adjust = (1) uyarlamak (= adapt) (2) alışmak (= get used to) adjustment = düzeltme,intibak, uyma administer = (1) idare etmek, yönetmek (2) (damardan ilaç vb) vermek, sağlamak admire = hayran olmak admit = kabullenmek, itiraf etmek adopt = (1) evlat edinmek (= take up) (2) (önlem, tedbir vb) almak (adopt measure) (3) (başkasına ait bir şeyi) benimsemek (dil, din vb) adore = çok sevmek, tapmak adverse = zıt, kötü advocate = (1) savunmak (= defend) (2) desteklemek (= support) affect = etkilemek (= influence) aggravate = gittikçe kötüye gitmek, fenalaşmak (= deteriorate, worsen) aggressive = saldırgan aid = yardım etmek (= help) alien (to) = yabancı alongside = yanında, bitişiğinde (beside, next to) alter = değiştirmek (= change) alteration = değişiklik amazing = şaşırtıcı, hayran bırakıcı (= astonishing) amend = değişiklik yapmak (kanunda düzenleme yapmak anlamındaki gibi) amendment = değişiklik, (kanun vb) üzerinde değişiklik yapmak (= alteration) amusing = eğlenceli, zevkli announce = anons etmek, ilan etmek (= give out, declare) anticipate = ummak, beklemek apologize = özür dilemek (apologize to someone for something) appalling = korkunç (= dreadful, horrendous) appointment = (1) atama, tayin (2) randevu (= rendezvous) appreciate = (1) takdir etmek, değerini bilmek (2) anlamak, farkına varmak approach = (1) (zaman/ mesafe bakımından birine/bir şeye) yaklaşmak (* Do not approach with fire! (2) (bankaya/yüksek bir mevkiye vb) müracaatta bulunmak, ricada bulunmak (* She approached the bank for a loan) appropriately = uygun olarak (= suitably) approve of = onaylamak, uygun bulmak, tasvip etmek arrange = düzenlemek, ayarlamak (toplantı, randevu vb) artefact = insan eliyle yapılmış (sanat) ascend = yukarı çıkmak, yükselmek, tırmanmak (= go up / climb up) ask for = ricada bulunmak, bir şey istemek aspire = şiddetle arzu etmek, çok istemek (* I’ve always aspired to be a singer) assemble = (1) bir araya getirmek, toplamak (= gather) (2) monte etmek (= put up) assess = değerlendirmek (= evaluate) assign = atamak, tayin etmek, görevlendirmek (= appoint) assist somebody in something = birine bir konuda yardım etmek associate = (zihninde insanlar/eşyalar arasında) çağrışım yapmak, çağrıştırmak * I always associate the smell of baking with my childhood.) (2) (kötü yolda olan veya kötü alışkanlıkları olan insanlarla) arkadaşlık yapmak, düşüp kalkmak (* Don’t associate with those glue-sniffers.) assume = (1) elinde delil olmadan bir şeyin doğru olduğunu düşünmek veya kabul etmek, farz etmek (= conclude) (2) (sorumluluk/vebal vb) üstlenmek, üzerine almak (= take on) (* I temporarily assumed the responsibility for her) assure = birine teminat vermek, emin kılmak, garanti vermek astonishment = şaşırtmak, şaşırmak (= amazement, bewilderment) attach = iliştirmek, eklemek (= enclose) attack = saldırmak, saldırı attain = elde etmek, erişmek (= gain, obtain) attainment = ulaşmak, erişmek attend = iştirak etmek, katılmak attribute = (bir sebebe/nedene) dayandırmak (= base on/upon) auditorium = dinlenme/izleme salonu, seyircilerin oturduğu bölüm available = mevcut, var olan avert = (1) olmasını önlemek (2) başka yöne çevirmek (trafik akışını vb) avoidable = kaçınılabilir, engellenebilir award = ödül
·
36 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.