Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

YDS'de en çok çıkan kelimeler C Harfi
calamity = felaket calculator = hesap makinesi call for = talep etmek, istemek (= demand) calm = sakin can’t take one’s eyes off = gözlerini birinden veya bir şeyden alamamak cancel = iptal etmek (= call off) candidate = aday captivating = büyüleyici (= enchanting, fascinating) captive = tutsak, esir captivity = tutsaklık, esaret capture = yakalamak, ele geçirmek, tutsak etmek (= apprehend) care = önemsemek, umursamak careless = dikkatsiz carry out = (çalışma, deney, anket vb) yürütmek, icra etmek (= fulfil, conduct) carve = (1) (tahta vb) oymak (2) (et vb) kesmek casually = günlük, sıradan, havadan sudan caution = uyarı, dikkat cease = sona erdirmek, durdurmak ( cease-fire= ateşkes) ceaseless = aralıksız, durmadan (= non-stop) celebration = kutlama celebrity = ünlü census = nüfus sayımı ceremony = tören charge (with) = --- ile yargılamak (mahkemede) (= try) circulate = dolaşmak, dolaştırmak, deveran etmek (vücuttaki kan vb) circulation = (1) dolaşım (2) gazete tirajı, günlük satış oranı cite = örneklemek, adından bahsetmek, değinmek (= refer to, mention) citizen = vatandaş *** Citizenship = Vatandaşlık clarify = açıklamak (= explain) claw = pençe, hayvan pençesindeki kıvrık tırnak clearance = (1) mağazayı boşaltma, malları elden çıkarma, tasfiye (2) izin, yeşil ışık close = (sıfat) yakın closed = kapalı closure = (1) kapanış (2) iflas coincide with = aynı zamana denk gelmek/tesadüf etmek (= fall on the same date) collapse = (1) (bina vb için) çökmek (2) bayılmak collapsible = katlanabilir (kanepe vb) collar = (1) yaka (2) tasma colleague = iş arkadaşı collide with = çarpışmak (= crash into) commence = başlamak (= start) *** commencement speech = açılış konuşması comment on = yorum yapmak (= interpret) commercial = ticari commit = (1) (intihara vb) kalkışmak, yeltenmek (2) (suç, cürüm) işelemek (3) (kendini işine, ailesine vb) adamak (= devote) commit = kalkışmak, yeltenmek *** commit suicide = intihar etmek common = (1) ortak (2) sıradan, yaygın *** in common with = --- ile ortak nokta commonplace = yaygın, sıradan (= ordinary, usual) commuter = ev ile iş arasında mekik dokuyan/gidip gelen companion = dost, arkadaş company = (1) arkadaşlık, dostluk (2) şirket compel = zorlamak, mecbur bırakmak (= force, oblige) compensation for = (1) tazminat ödemek (2) telafi etmek compete = rekabet etmek, yarışmak ***competition = müsbaka, yarış compete against = başkasıyla yarışmak, rekabet etmek compete with = başkasıyla aynı yerden beslenmek/geçim sağlamak (kangurular koyunların otlaklarından otlanan rakip hayvanlar olması gibi) competition = (1) rekabet (2) müsabaka, yarış compile = derlemek, bir araya getirmek (bilgi, delil vb) complain to somebody about something = şikayet etmek completely = tamamen, bütünüyle (= entirely) comply (with) = --- e uymak,--- e itaat etmek (= abide by) compose = oluşturmak, meydana getirmek *** be composed of = --- den oluşmak compound = bir sürü binanın bulunduğu etrafı çevrili mekan comprise = içermek (= include) compute = hesap yapmak, bir notu bilgisayara girmek(= calculate ) conceal = gizlemek, saklamak (= hide) conceive as = (1) --- olarak algılamak/düşünmek (2) conceive of = bir şeyi ilk kendisi akıl etmek (= senaryonun konusu vb) (3) gebe kalmak conclude = sonuç çıkarmak (= assume) conclusion = sonuç, netice, yargı condition = durum, hal / koşul,şart conditionally = şartlı olarak, belli şartlara bağlı conduct = (1) (deney, anket vb) idare etmek, yürütmek (= carry out) (2) (isim hali) davranış (= behaviour) conduct = (1) (deney,çalışma vb) yürütmek,icra etmek (2) davranış (= behaviour) confess = itiraf etmek (= speak out) confident (of) = emin confine to = (1) sınırlamak, bir yere mahkum etmek (2) hapse atmak (= imprison) confirm = (1) onaylamak, doğrulamak (= verify) (2) (bir iddiayı, davayı vb) güçlendirmek, pekiştirmek (= strengthen) conflict = (1) çatışma, savaş (2) anlaşamama, tartışma conflict with = çatışmak, çarpışmak, savaşmak conform to = uymak, uyuşmak (= obey the rules) confront = (1) karşılaşmak, yüz yüze gelmek (2) confront about = yüzleştirmek confuse = karıştırmak, şaşırmak conquer = (1) fethetmek (2) yenmek, galip gelmek consent = (1) razı olmak (2) izin,rıza (= permission) consent to = razı olmak consequence = sonuç, netice (= result) conserve = korumak, muhafaza etmek considerable = büyük ölçüde, önemli miktarda, azımsanamaz X negligible(=neglicıbıl) considerably = önemli ölçüde, oldukça considerately = düşünceli/nazik bir şekilde consideration = göz önünde bulundurma/düşünme consist of = ibaret olmak, meydana gelmek conspire against = birine komplo kurmak (= plot against) constantly = 1-sürekli 2- aralıksız constantly = sürekli constitute = oluşturmak, meydana getirmek (= make up) constrain = zorlamak (= restrain, force) construct =inşa etmek, yapmak (= build) consult = danışmak (= check with) consume = tüketmek (= use up) contact with = birisi ile kontak/temas kurmak, irtibata geçmek contemporary = çağdaş, aynı çağda yaşayan content with = --- den memnun contest = yarışma, müsabaka *** beauty contest = güzellik yarışması continent = kıta contract = (1) sözleşme yapmak (2) küçülmek, büzülmek (= shrink) (3) hastalık kapmak contradict = çelişmek contradictory = çelişkili, tutarsız, kendini yalancı çıkaran (= inconsistent) contribute to = katkıda bulunmak controversial = tartışmalı, fikir ayrılığına sebep olan (= disputable, debatable) controversy = anlaşmazlık, fikir ayrılığı conventional = geleneksel, alışılagelen converse = (1) karşıt, zıt (2) konuşmak convert into = dönüştürmek (= change) convict = mahkum, tutuklu convince = ikna etmek correctly = doğru bir şekilde, düzgünce (= accurately, precisely) correspond to = bir şeyle uymak, uygun düşmek, tekabül etmek (= agree, match) correspond with = birisi ile yazışmak counterpart = karşılığı, dengi (“Sultan” kelimesinin counterpart’ı “Kral” dır) couple = çift course = (1) gidişat, ilerleme (zaman/mekan içinde) *** in the course of = ---nın esnasında (2) (nehir için) akış yönü (3) öğrenim, kurs cramped = hijyenik olmayan crash = (1) kaza, şiddetli ses, iflas (2) yere düşme , çarpma crawl = emeklemek create = yaratmak credibly = inanılır bir şekilde (= believably) criminal = ciddi bir suç/cürüm işlemiş,suçlu crippled = felçli, kötürüm (= paralysed) (2) engellenmiş, gerilemiş (ekonomi vb) crocodile = timsah (= alligator) cross out = üstünü çizmek, silmek (= delete) crumble = ufalanmak, parçalanmak (= disintegrate, fall apart) cultivate = tarım yapmak, tarlayı vb sürüp ekmek curator = sanat galerisi/müze/kütüphane görevlisi currency = döviz curve = eğim, eğmek custom = gelenek, görenek *** customs = gümrük customary = geleneksel (= traditional
·
65 görüntüleme
Fatime Zehra okurunun profil resmi
Ve ezberlenmesi en zor kelimeler hep C harfi 🤧
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.