Gönderi

184 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Varoluşsal sancıları ile kumların içinde kaybolan, belki de kendini bulan Cumpei NİKİ’nin hikayesi... Kitabı bitirdiğimde ilk aklıma gelen Tatar Çölü’nden Teğmen Drogo oldu. O derecede olmasa da benzer bir tat bıraktığı kesin. 1964 yılında sinemaya da uyarlanmış. Şimdilik sadece fragmanını izleyebildim ancak temin edebilirsem ilk fırsatta filmini de izleyeceğim. Keyifli okumalar dilerim. "Şüphesiz, kum yaşam için elverişli değildi. Peki, durağan hâl varlık için vazgeçilmez miydi? O tiksindirici rekabeti başlatan da sabit kalmaktaki ısrarımız değil miydi? Sabit olmayı bırakıp kendimizi kumun akışına bırakıversek rekabet de ortadan kalkacaktı. Gerçekte, çölde de çiçekler açıyor, böcekler ve hayvanlar yaşamlarını sürdürüyorlardı... Öyle ya, keşke kadına da bu manzaradan bahsedebilseydi. Gidiş-dönüş biletlerin asla işlemeyeceği kumun şarkısını, yanlış perdeden de olsa ona dinletebilseydi keşke. Oysa adamın tek yaptığı, yeteneksiz bir çapkını taklit edip başka bir hayatın yemiyle kadını avlamaya çalışmak olmuştu. Kumdan duvar, adamın ruhunu yakalamış, onu kese kâğıdındaki bir kediye çevirmişti." Kobo ABE "Yenilgi, ‘yenildim’ diye düşündüğün andan itibaren başlardı." "Kumun çoraklığı, genel kanının aksine basit bir kurumuşluktan değil, görünüşe göre hiçbir canlıyı kendinde barındırmayacak şekilde sürekli hareket halinde olmasındandı."
Kumların Kadını
Kumların KadınıKobo Abe · Monokl Yayınları · 20172,144 okunma
·
13 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.