Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Hayvana yapan insana da yapar.
Gerçekten anlam veremediğim şeyler oluyor memleketimde. Caydırıcı cezaların gerekliğini defalarca deneyimliyoruz maalesef. İnsanlarda hükmetme dürtüsü insanlığın bir köşesinde daima var. Kimisi buna id der kimisi kişilik bozukluğu kimisi ise direkt 'zorbalık'. Benim bahsetmek istediğim şey bunların hep kademeli olduğu... Önce emekler sonra yürürüz. Aynı bu durum gibi hükmetme önce 'zayıf halka'lardan başlar. Maalesef bu zayıf halka da masum canlar olur genelde. Ama unutulan şey önce bir hayvana yapan yarın bir çocuğa, yaşlıya, engelliyle, LGBTİ+ bireye ya da sadece rastgele birine yapar. Ama yapar. Tabii caydırılmadığı müddetçe. Nefret böyledir. Kademe kademe büyür ve her bir kademede daha farklı bir kitleye hitap eder. Zenofobi, homofobi, mizojini ya da androfobi... İsmi önemli değil. Önemli olan şiddetin yaygınlaşması ve kitleselleşmesi. Bugün sustuğunuz bir hayvan katli yarın susamayacağınız bir katle dönüşebilir. Bu kişilerin toplumda elini kolunu sallayarak gezmesi çok risklidir. Sessiz kalmamak lazım. "Bugün hayvanlara merhamet etmeyen yarın insanlara da etmez. Hayvanlara şiddeti önlemeyi başarırsak kadına yönelik şiddet de azalır. Bunların birbirleriyle nedensellik ilişkileri var. Aile içi şiddetle kadına yönelik şiddetle mücadele ediyorsak, bunun eğitimle ilkokuldan başlaması önemli. Merhamet duygusunu değer olarak öğretmek gerekiyor. Bu davranışlarda merhamet ve acıma duygusunun zayıflaması en büyük etken. Yeni yetişen kuşaklar merhametli insanları geri kalmışlık işareti olarak görüyor. İnsan hem özgür hem de merhametli olabilir. Yeni yetişen çocuklar için değer içerikli eğitim yapılmalı. Fizik, kimya öğrenmekten daha önemsiz değil hayvanlara karşı merhametli davranmayı öğrenmek. Hayvan ve insan haklarını küçük yaşta çocuklara öğretmek gerekir." (Prof. Dr. Nevzat Tarhan - 2018)
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.