Her şeyin başlangıcı bir sahafta olur . Sahaftaki o tozlu rafların arasından bir kağıt düşer önüne. Rasim Tangu'nun kimseye anlayamadığı , kağıda not düşürdüğü hikayeleridir kağıtta yazılanlar. Bu kağıdı alır ve süsleyerek , kendinden bir şeyler katarak başlar yazmaya ...
Mitolojik bir öykü karşılıyor bizi ilk sayfalardan. Bu ilk öykünün içine girmem zor olsa da sonrasında bekleyen katil ile okuma hızım arttı . Onun içgüdüleri ve insanlara bakış açısını okumak ilginç ve ürpertici oldu. Sisli Parşömen ile Burma'ya uzanıyor, Senarist ile de Rast ile tanışıyoruz. Beni en çok etkileyen öyküyü ise en sona sakladım . Okurken o kadar etkilendim ki ... Anne ve babayı uyardım ,seslendim maalesef sesimi duyuramadım . İnsanın çocuğu varsa ne kadar dikkatli olması gerektiğini bir kere daha vurguluyor bu öykü. Yüreğim burkuldu okurken
Birbirinden farklı hayatlara yolculuk ettiğim bu kitabı bitirdiğimde yanından gelip geçtiğimiz ve getirmediğimiz ne hayatlar var diye düşündüm bir kez daha .