Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Ömründe deniz görmemiş ve Çankırı ile Kastamonu'dan öteye gitmemiş olan Ömer Ağa, Çandır köyünün çorak tarlalarında ağarmış sakalı ile, Anadolu Türkünün asırlar içinde olgunlaşmış şuurunun canlı bir timsali idi. Demek oluyor ki Süveyş kanalının inşası tarihinde henüz çocuk olan Ömer Ağa, kendilerinden evvelki ihtiyarlardan bir takım şeyler öğrenmiş ve Osmanlı Devleti'ni dört taraftan kuşatan hadiselerden onun kafasında münevver ve şuurlu bir tortu kalmıştı. Süveyş kanalının Anadolu'yu en can alıcı bir noktadan vurduğunu Ömer Ağa biliyordu. Bu kanal yokken şark ile garp arasındaki ticaret hareketinin büyük bir kısmı Anadolu yollarından geçer ve geçip giden ticaret malları Anadolu içindeki hesapsız, insanlara maişet vasıtası bırakırken Süveyş kanalı açıldıktan sonra Anadolu'nun birkaç tarafından muhtelif istikametlere geçip giden yollar, suyu çekilmiş ve kurumuş derelere dönmüştü. Bu, Anadolu'nun anahtarının İngilizlere verilmesi demek değildi de, ne idi?
Sayfa 657Kitabı okudu
·
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.