Yazar bu kitabı Kanatır Cezaevi'nde karşılaştığı bir kadının etkisiyle yazdığını söylüyor ve kitaba: "Gerçek bir kadının öyküsüdür bu." diyerek başlıyor.
Sıfır Noktasındaki Kadın umudunu yitirmiş, çocukluğu, gençliği hatta geleceği elinden alınmış bir kadının hikayesidir. Kitabın birçok yerinde sinirlerim alt üst oldu. Firdevs'e yaşatılanları okudukça midem bulandı. Düşünüyorum da en üzücü olan şey sadece bir Firdevs'in olmaması. Toplumda yüzlerce Firdevs var. Susturulmuş, korkutulmuş, hayalleri çalınmış yüzlerce, binlerce Firdevs. Bu kitap için ne yazılır bilemiyorum. Aslında Firdevs: "Yasaların benim gibi kadınları cezalandırdıklarını ama erkeklerin yaptıklarına gözlerini kapadıklarını öğrendim." diyerek durumu çok güzel özetliyor. Babası tarafından sevilmeyen, hayatta tanıştığı insanlardan sadece sevgi bekleyen ancak buna karşılık sürekli istismara uğrayan o kadın. "Yanına gitmeyi, elini tutmayı çok isterdim." dediği İbrahim tarafından bile hayatı alt üst edilen, sonunda idama götürülen
Sıfır Noktasındaki Kadın
Dünyanın herhangi bir köşesinde herhangi bir kadın sıfır noktasında kıskıvrak bekliyor. Umutsuz, çaresiz, ölümle yaşam arasındaki sınırda.