Yeliz Üslü
Sergei
Bratva benim evim.Geçmişten saklandığım sığınağım.Benim gibi bir ölüm makinesinin ait olduğu tek yer.Bazen aklımdaki hayaletler geri geliyor.
Kontrolden çıkıyorum, öfke beni ele geçiriyor.
Kendimi tamamen kaybedecek gibi oluyorum.
Sonra dağılmış, yaralı bir kadın yoluma çıkıyor. Koruma içgüdülerimi uyandırıyor.Ve bütün hayaletlerimi ortadan kaldırıyor.Tek seçeneğim onu tutsak etmek.O giderse karanlığım yine ortaya çıkacak.Ve bu kez kaçışım olmayacak.
YORUMUM;
Allahım Allahım bu nasıl güzel bir seri. Nasıl allayıp pullasam ballandıra ballandıra anlatsam. Bu arada asla pr’da falan değilim böyle övünce ön yargı oluşuyor kendimden biliyorum o yüzden size dürüst olayım kitabı Gamze’nin iki dakika içinde bu kitap tam senlik demesiyle başladım seriye ilk kitabın ardından üçüncü kitabı okudum şimdi gidip ikinci kitabı okuyacağım. Bu kitapta en sevdiğim ruh hastası yakışıklı erkek karakter geçmiş sırları ile savaşırken aynı anda minnoş kalpli bir aşk adamı rolü ile gönlümüzü fethediyor. Roman kimmiş be Sergei’nin yanında?
Yazarın tarzını çok sevdim betimlemelerle bizi kitaptan bezdirmiyor veya bir kavuşma sahnesi için 150 sayfa okutmuyor. Kitaplar tam kıvamında yazılıyor evet herkes gibi bende daha fazla olsa okurdum ama bence ideal. Neva kalp ben diyorum hayatım. Sen yaz ben okurum. Size biraz kitaptan bahsedeyim. İlk kitabı okurken karşınıza çıkan Roman’ın fedailerinden biri olan Sergei karakterinin aşk hayatını konu alan bir kitap. Ana kitap ilk kitap ve orada yer alan karakterlerin hayatları ise yan kitap olarak çıkartıyor yazar.
Angelina babasını öldüren adamın elinde rehine olarak tutulurken üstüne birde o rezil adamla zorla evlendirileceğini de duyunca kendince açlık grevine giriyor. Sanki çok işe yarayacak. Dadısı bir kurtuluş yolu olarak kızı evden kaçması için planlar kuruyor. Kendisini uyuşturucu dolu bir tırın içinde buluyor Angelina. Ve bizim sek erkek Sergei ise bu tırı patlatmak için planlar yapıyor ardından içerde bir kadının olduğunu öğrenince Angelina’yı tırın içinden kurtarıyor. Kucağında taşıdığı sahnede kız ölümle yaşam arasında gezerken adamın kokusuna aşık oluyor bence.
Sonrası biraz klişe olsada eğlenceli ilerliyor çünkü klişeyi kurtaracak bir hasta var. Sergei kızım üstüne titriyor resmen evde kızın kim olduğunu öğreniyor ama gerçekleri kızdan duymak istiyor. Bunların aşk hayatı ilerlerken biranda bir darbe gerekiyor dimi. Diego, rezil rüsfa karakter hani kızın babasını öldürdükten sonra yetmeyip birde kızla zorla evlenmeye kalkan herif. İşte bu adam burnunu iki aşığın hayatına sokuyor.
Bir süre ayrı düşen karakterler sonra büyük bir bombalı olaylar ile karşı karşıya geliyor. Heyecan kol geziyordu. Gerilimi çok güzel hissettim. Kitapta kendimi Angelina değilde daha çok Sergei’nin yerine koydum hep. Dehşet güzel upuzun bir yorum yazmışım. Gidin okuyun ama serinin en güzel ve nadide parçası kesinlikle Saklı Gerçekler kitabı. Başka söze ne hacet.
