Gönderi

"Bronz," dedim. "Bir şey soracağım." "Sor." "Çocuğun olursa adı Platin mi olur?" İgrenç bir şey söylemişim gibi bakarken konuşmaya devam ettim. "Altın, Gümüş ve Bronz diye devam ediyorsunuz. Herhalde çocuğun olursa adı Platin olur." "Sen mümkünse bir daha sarhoş olma, Hisar." "Komikti kabul et," diye mırıldandım. "Soyadını çok merak ediyorum. Acaba adıma yakışır mıydı?" Bir anlığına duraksadı. "Yakışıp yakışmadığına baktın, değil mi?" diye sorarken muzip bir ifade takındım. "Evet." "Eee yakıştı mı peki?" "Yakıştı," diye yanıtladı. "Hem de çok." "İyi ki çocuğum olmuyor," derken uykunun beni esir altına almasıyla seslice esnedim. "Yoksa adını Junior Bronz koymak zorunda kalabilirdim." "Bronz bir isim değil, Hisar. Yalnızca bir lakap. İsim olarak koyamazsın." Yüzünü buruşturdu. "Hem izin vermezdim zaten. Unut sen onu." "Ben izin verirdim," dedim ona bir vasiyet verdiğimi fark etmeden. "Çocuğuna benim adımı koyabilirsin. Hisar'ı değil ama His'i. Sonsuza dek yaşardı. Yaşatır mısın?" Sessiz kaldı. "Bronz yaşatır mısın?" diyerek tekrarladım. "Eğer cevap vermezsen hiç uyumayacağım ve başının etini yiyeceğim." "Yaşatırım," dedi. O an ilk kez bana uyu dememişti. "Yaşatırım, Hisar."
Sayfa 354
·
81 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.