Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

“rüzgarın bağrında ömrüm tükendi yıktı gönlümdeki "ben" denen bendi ya ben oydum ya Rab, ya da o bendi “ bir fısıltı gibi gerçek şiir.. şiirde kafiye, redif, ölçü vs kısacası -biçim şiire giydirilmiş bir deli gömleğidir- modern edebiyat mantalitesini sarsabilecek yetkinlikte gibi gerçek şiir. belki çok uzaklardan -dağlardan- henüz çıkagelip nefes nefese kalmışız da hakikatin otağında bağdaş kurup oturmuşuz gibi; hemen şimdi, bir dahasız, telaşsız ve temiz mısralar.. her ne kadar aşağıdaki serbest şiiri karşıma alıp kapısını çalmaya niyetlenmiş olsam da üstteki safi şuura; “ ya ben oydum ya Rab, ya da o bendi.” diyebilen şuura temas etmeden geçip gitmek istemedim. tek başına bir okul olan üstad karakoç’un her taşını haklı bir kederin haysiyetiyle ördüğü şuurdur bu: “geçmiş ve gelecek ayrılmak ve kavuşmak hep aynı varoluşun dönüşümleri.” tekliğidir. belki biraz da huşeng ibtihac’ın “başka bir mum getirmeyin ki bu meclis dağıldı güzelin yüzünü yıkamayın ki o ayna kırıldı.” diyerek silinişine veryansın ettiği meclise mey dağıtmaktır. sanıyorum şair: “varsın murada ersin vuslatı arzulayan yalandır kavuşmakla hasretliğin bittiği” mısraları ile faruk nafız’ın: “aslı’ya bir an kadar sahip olsaydı kerem bekayı faniliğe bağışlardı bu adlar murada ermişlere örtülüdür pencerem yer tutar kardeş gibi içimde namuradlar” dizelerini de belki habersizce selamlamış. nihayetinde şiiriyle bedel ödemeye hazır yeni bir sese, sessiz bir aksiyona, diri bir tavra işaret ediyor. bu sancıyla bazı mısralarda anlamsal yoğunluk hep daha ötesini görme iştiyakı ve açlığıyla kurulurken vahdet-kesret bağlamında kıyametsiz ve çığlıksız kalmış bir ruh çözülüyor. çığlıksız kalmak elbette üstündür, iyi olandır, shakespeare’in “dilin anlatışı aydınlatıcıdır ama, dilsiz olan aşk daha aydındır.” dediğidir. serbest şiire gelince onu tutulmamış bir söz gibi askıda bekleyen soyut şiirin boyunduruğundan kurtarıp toplumsal gerçekliğe yaklaştırmayı deneyimlemenin, olağanın nabzını tutmak adına şiirde cepheyle irtibatı kopmamış hınca hınç bir savaş sonrası kan ter içinde hakikati haykırmak kabilinden öncü bir tabiat olduğu kanaatindeyim. serbest şiirin kafiyesi şairin onunla gerçeğe dokunabildiği yerdir. kaldı ki büyük mısralar bizim için biraz da bu yüzden büyüktür. ibrahim tenekeci’nin -çünkü nasıl bir şey biliyorum itin taştan korkması mısraı gibi basit somut ve yüzeyde kalışa vadedilmiş huzursuz bir derinlik içinde.. yaşamın ritmini kaybettiğimiz her dakika için hayattan kalbî bir irkiliş devşirmek gibi.. amatör bir okuyucu olarak şairin şiirine kurduğu omurgayı, tabiri caizse şiirsel estetiği hakikatin tahtına bir merdiven edasıyla dayayışını, muhtemelen kendisiyle ve şiiriyle sürekli restleşen iç dünyasını ( “kalbin dili olsa kendini inkar eder” mısraı gibi) imgesel söyleyiş tarzında yakalamaya çalıştığı yeni renkleri her cihetiyle idrak etmek elbette zor, en çok da bunun için bizimkisi düz bir bakışla bir nebze olanı takdir, bir nebze de olacak olana teşvik çabasından ibarettir ancak. sözü daha fazla yormadan türk şiirinin ve türk edebiyatının hatrı sayılır dergilerinde görmekten artık usanç duyduğumuz kemik tabaka vasıfsız kalemlerin yerlerini yeni nesil gerçek şiirlere ve şairlere bırakması ümidiyle.. son olarak şiir bir hiçtir: ancak üstadın buyurduğu üzere şiir “sözün ufku şiir, şiirin ufku naattır” dan hareketle hîç’e erebilir. işte tam da bunun için ufku açık kederi sağlam sıkı bir naat okumak dileğiyle kaleminiz daim ola..
Ali
Ali
Ali

Ali

@alielkasobavi
·
28 Temmuz 2023 21:26
Ahzen-el Kasas (أحزن القصص) -En Hazin Kıssa - Bir başka Yusuf hikayesi bu Düştüğümüz kuyuya taht kurduk Züleyha, gömleğimin yamalı yıllarında gördüğüm düştü Bıçak gibi keskin bakışlar önünde iffete bürünmüştü Bir başka Yusuf hikayesiydi bu, sanki tersine dönmüştü Kara-kuru bir sûret gözüme Züleyha görünmüştü Günaha çağıran şehvet Züleyha'dır Kaç diye haykıran iffet Züleyha'dır Zindandaki civan mert Züleyha'dır Bir başka Yusuf hikayesi bu Baştan başa virt Züleyha'dır Züleyha, bende sevda kor dese Tut ki bir düşüm, beni hayra yor dese Yusuf nasıl yorsun bu rüyayı Bu rüyanın tabiri zor dese... Bir başka Yusuf hikayesi bu Mısır'ın kıtlığını omuzlayan benim Yokluğunu çektiğim Züleyha'dır Gönlünün susuzluğuna aldırmayan Üstüne, inatla tuzlayan benim Züleyha düştüğüm vahadır Kıtlık yılları büktü belimi İşte, Züleyha'dan çektim elimi Bir çift söz bu, Züleyha'ya bıraktığım Sükut dağlamadan evvel dilimi "Züleyha Yusuf'un içinde Üç gömleğinin üçünde" -ali
·1 alıntı·
107 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.