Hareket ve Depresyon…
Burada depresyon tanılarının muğlaklığına dikkat çekmekte fayda var. Birilerine göre her şey depresyon olarak değerlendirilebiliyor, hatta her şeyi terapi olarak görenler var... Hareket etmek önemli bir şey, ama bir şeylere iyi gelir ya da gelmez o ayrı bir şey. +++ Ayrıca insanlara üflesen bile iyi gelebiliyor 😇 (Kirsch, Benedetti vs. yayınlarına bakılırsa Plasebo mevzusu önemli bir konu). Ama neye "iyi" dediğimiz de tartışma konusu; Normal, anormal nedir vs. Terapi konusunda da sizin bağlamınız ile çalışmanın bağlamı farklı olabilir. Zaten problem tanıları, terapileri vs. toplumsal katmanlardan bağımsız olarak ele almak. Psikiyatride yorum yapabilmek için sadece Farmakoloji+DSM+BDT bilmek yetmiyor. Ayrıca DSM ve eleştirileri (Cristopher Lane, Joel Paris, Lennard J. Davis ve normal-patoloji bağlamında Georges Canguihem'in çalışmaları), psikofarmakoloji ve tarihi (Mutluhan İzmir'in, Moncrieff'in çalışmaları), sinirbilim ve eleştirileri (Louis A. Sass'ın çalışmaları), psikoterapiler ve bağlamları (Eva Illouz'un pozitif psikoloji ve BDT eleştirileri), biyoloji felsefesi (R. Lewontin'in eleştirel psikoloji ve indirgemecilik eleştirileri), bilim felsefesi (Kuhn'un paradigma kavramı), zihin felsefesi ve fenomenoloji (öznellik, Qualia gibi problemler; Varela’nın ve Ponty’nin çalışmaları), neoliberalizm (Han'ın çalışmaları), ana akım psikiyatri/psikoloji ve eleştirel psikiyatri/psikoloji (D. Fox’un çalışmaları), sosyal teori (Foucault, Althusser vs.) gibi disiplinler hakkında da bilgi sahibi olmak lazım. Özetle; her sakallı dede olmadığı için her depresyon da depresyon değildir (aynı zamanda her terapi de terapi değildir). 😇
-Çağrı ÖZPOLAT, 22.02.2024
·
171 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.