Kırgınlıklar geçer mi? Yoksa nefret mi alır yerini? Hayır hayır bence yanlızlığı sevdirir. - İnsanlık mı ölüyor, duygular mı ? Kitabı okurken daha nice sorular sordum kendime.Yazarın ilk okuduğum kitabı oldu. Uzun bir süre etkisi altında kaldığım en güzel kitaptı diyebilirim.Genel olarak bir aşk romanı olarak görülse de aslında psikolojik tahliller eşliğinde bir insanın içinde yaşadığı topluma yabancılaşması ve yalnızlaşarak kendi kabuğuna çekilmesi romanda vurgulanır. Yazar okurda merak uyandırmakla kalmıyor okuru kitabın bir parçası haline getiriyor. Özelikle Raif efendinin uğradığı duygusal çöküntü beni derinden etkiledi bu çöküntü sadece onun o anki halini değil tüm hayatını etkisi altına almış. Kitabı okurken Raif efendinin insanlardan bu kadar uzak ,içine kapanık, kendini anlatmaktan aciz, sevgiden yana kırgın olaması özelikle yanlızlığı sevmesi kitabın can alıcı yanlarından biri olmuştu . Bir diğer can alıcı yanı ise Raif'in bir sanat galerisinde maria' nın otoportresini görüp aşık olması her ikisininde aradıkları aşkın ilk tohumunun bu sergi olması olmuştu.Kitapta bir çok bilmediğim kelime olsada gayet akıcı, içerik bakımından dikat çekici ve övülmeye değer bir kitap. insan insana zarar vermekten vazgeçemiyor. Raifi sessizliğe mahkum eden , insanlara nefret beslenmesine neden olan, yanlızğı sevdiren insan ; Mariayı güvensizliğe sürükleyen, aşkı ararken kaybetmenin eşiğine getiren, kendisini umut dolu bakışlardan uzak tutan yine insan. Raifin yaşadıkları bir haksızlıktır ki susturulmuyor. insanı hüzne boğuyor resmen. Tıpkı kitapta da denildiği gibi "İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ederler" tam olarak burdan başlıyor Raifin hikayesi insanlar onu gördükleriyle yargılıyor. Herkes onun sergilediği tavırlara anlam veremezken sabahtin Ali 'nin hayatına girmesiyle bir dost kazanıyor. Kitabı okurken "İnsan insanı anlamlakta ne kadar aciz " demiştim. Raifin bu durumda olması kendiside dahil kimseyi rahatsız etmiyor. Özelikle aile içerisinde kendisine sergilenen davranışlar bu durum beni çok sinirlendirmişti. Nasıl olurda bir insan ailesine yabancı olur. Uzun uzun yazmakta vardı içinde ki yangını oysaki Raif efendi anlatamadıklarını kısa ama öz cümlelere sığdırdı. Kendisi konuşmaktan çok anlaşılmak istiyordu. Ne yazık ki bulunduğu şartlar bu durumu engeliyordu. Evet yarım kalan aşklardan bir tane daha . Raif efendinin aşkı bir sanat galerisinde başladı lakin bir yolculukla yarım kaldı... Belki bu ayrılığı ikiside haketmedi ama ayrılık kurbanları oldu. Sanat galerisinde serptikleri aşk tohumu yılar sonra maria olmadan çıkıyor Raif'in karşısına. Oysaki o yıllarca Maria'nın ve kendisine sürpriz dediği haberi bekliyordu işte mairanın sürprizi kendisinden sakladığı söylemek için heyecanla çırpındığı o mucize Raif'in karşısında ona bakıyor. Duygular darmadağın.... **İnsanın geçmişi can yakar da peki ya gelecek ondan damı umut yok ....

Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021314,1bin okunma

·

25 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.