1724 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Ön söz:
(Biraz spoiler içerir) Sefiller bambaşka bir kitap. Bu incelemenin hakkını veremeyeceğimi biliyorum. Çoğu şey yarım kalacak ne kadar anlatmak istesem de anlatamayacağım.
Hikaye Akışı için Gerekli Bazı Karakterlerin Analizi:
- Jean Valjean:
Kendisi bir ekmeğe muhtaç kaldığı için ekmek çalması sonucu kürek mahkumiyeti ile cezalandırılıyor. Aslında kendisi için de çalmıyor, ailesi için çalıyor. Kürek mahkumiyeti boyunca kendisini şartlar el verdiğince geliştirmeye çalışıyor. Okuma yazma, kas kütlesi, kaçış planları oluşturma, soğuk kanlılık, cesaret gibi özelliklerinin bu mahkumiyet süresince geliştiğini düşünüyorum. Kendisi hapisten sonra halkın içine çıkıyor. Halk, kendisinin kürek mahkumu olduğunu öğrendiğinde ona para ile bile hizmet etmiyor, onu kovuyor. Valjean da bunun kaderi olduğunu düşünüyor, insanlara karşı ön yargı ile yaklaşıyor. Ta ki psikoposla tanışana kadar. Psikoposun iyi niyetine rağmen onun eşyalarını çalıyor. Kaçtıktan sonra da yakalanıyor. Psikopos onu polislere karşı kurtarıyor ve Valjean'a, "Bu eşyalar senin, ama bu eşyaları sadece iyilik için kullan," tarzı bir şey söylüyor. Bu, Valjean'ın hayatını ve hayata bakışını değiştiriyor. Uzun süre içsel düşünceler geçiriyor ve dönüşümü başlıyor.
- Fantine:
Kendisi sokaklarda büyümüş iffetli bir kadın. İlerleyen yaşlarında bir adam ile sevgili oluyorlar, bu birliktelik yaklaşık 1 yıl kadar devam ediyor. Fantine hamile kalınca adam, Fantine'i terk ediyor ve Fantine'in bu birliktelikten Cosette isimli bir kızı oluyor. Belirtmekte fayda var Fantine sarı saçlı, inci dişli, beyaz tenli, çok güzel bir kadın. Fantine çalışmak için eski şehrine gidiyor ama gayrimeşru çocuğunu oraya götürmek istemiyor, onu biraz para kazanınca yanına alıp prensesler gibi yaşatmak istiyor. Tam bu düşünceler içinde iken Gorbeau Hanının Sahibi Thenardierlerle tanışıyor ve Cosette'i bakmaları için onlara bırakıyor. Her yıl Cosette'in bakımı için para göndermek şartı ile. Fantine ilerleyen dönemlerde eski şehrindeki işinden atılıyor - bunda biraz halkın dedikoduculuğu ve Valjean'ın suçu var - ve acılar çekiyor, sırf kızı için kötü yollara düşüyor.
- Cosette:
Kendisi güzel gözükmesi için olabilecek tüm genlere sahip ama çirkin gözüküyor. Thenardierler, annesine Cosette çok iyi gibi bir takım laflar söylüyor ama öyle değil, Cosette'i köle gibi kullanıyorlar, annesinin gönderdiği paraları kendilerine kullanıyorlar, Cosette'e hakaretler ediyorlar. İlerleyen zamanlarda Cosette oradan kurtarılıyor ve Cosette'in hikayesi başlıyor. Değinmeden geçemeyeceğim, Cosette 16-17 yaşlarından sonra olgunlaşmanın etkisi ile çok güzel bir kız oluyor.
- Marius:
Kendisi kralcı dedesinin yanında büyümüş düşünceli ve yakışıklı bir çocuktur. Annesi ölmüştür, babası Waterloo savaşı sırasında Napolyon'un yanında savaşırken gazi olmuştur. Marius, 17-18 yaşlarında babasının mektubu üzerine onu ziyarete gider. Babasını neredeyse hiç görmemiştir ve dedesinin dolduruşlarından dolayı babasını sevmez. İlerleyen kısımlarda babasının iyi bir insan olduğunu öğrenir ve babasının neden kralcı olmadığını merak eder. Babasının yolunda ilerlemek ister ve başlar tarih kitaplarını okumaya bu sırada siyasi düşünceleri şekillenmeye başlar. İleride Cosette ile yolları kesişir ve kitap bambaşka yöne evrilir.
Tema Analizi:
Kitap Fransız Devrimi'nin gergin dönemlerini ele alıyor. Kralcılar ve cumhuriyetçilerin atışmaları 2. Kitapta yoğunluk gösteriyor. 1. Kitapta ise daha çok Fransız toplumunun iyi ve kötü yanları, genel olarak insanın iyi ve kötü yanları, sefil insanların yaşantıları, yer yer kasvetli yer yer fazlası ile neşe ve huzur dolu bir hava veriyor.
Victor Hugo'nun Anlatım Tekniği:
Kendisi romantizm akımını bize dibine kadar hissettiriyor. Yer yer gelip bazı şeyleri açıklaması ve bunu sıkmadan, dozunda yapması anlaşılırlığı arttırıyor. Bazı yerlerde okuyucu hiç şüphesiz şunun şöyle olduğunu anlamıştır demesi de onun yazarlığının ustalığını bize gösteriyor.
Okuyucuya Etkisi:
Roman, empati duygusunu geliştiriyor. En dipten en zirveye çıkılabileceğini, iyiliğin bulaşıcı olduğunu, parasal olarak sefil olanların kendilerini düşünmeden, onları umursamayan kişiler için kendilerini feda edebilmelerini, toplumun belli bir amaç için birleşebileceğini ve halktan üstün hükümetin olmadığını bize anlatıyor.
Eleştiri:
Kitap zaman zaman akıcı giderken, Victor Hugo bir mola veriyor ve o dönemi anlamamız için zemin hazırlar niteliğinde tarih anlatıyor. Victor Hugo ülkesine o kadar aşık ki, Fransa'nın kanalizasyonlarını yaklaşık 50 sayfa boyunca anlatıyor. Bu gibi molalar dışında gayet akıcı, ama belirtmekte fayda var, bu molalardaki yerler önem içeriyor.
Son Söz:
Herkesin Sefilleri ömründe en az 1 kere okuması gerektiğini düşünüyorum. Tek bir alandan ziyade birçok alan var. Bazı alanlar ve görüşlerim: psikoloji, sosyoloji, cehalet, aşk, polisiye, Hristiyanlık, iyi bir din adamı nasıl olmalı, iyi bir devlet adamı nasıl olmalı, çaresizlik, umut gibi konuları ele alması, onu çok yönlü bir kitap yapıyor. Sefiller, kesinlikle tek bir kitap değil. Ben 51 günde okudum ama 10 kitap okumuş gibi hissediyorum.
Victor Hugo 
Sefiller (2 Cilt Takım)
·
2 artı 1'leme
·45 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.