Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

423 syf.
·
Puan vermedi
"Kendiniz olmakta güçlük mü çekiyorsunuz" "Kendim olmalıyım, kendim olmalıyım, kendim olmalıyım" " Bir başka birisi olmak" "Ben bir başkasıyım" "Hiçbirimiz kendimiz değiliz" "Kendisini harekete geçirecek, kendisini alevlendirecek 'öteki'ni kendi yüzünü ve ruhunu yansıtacak bir ayna aramıştı" Kitabın konusundan hiç bahsetmeyeceğim. Kara kitap okurken uzunca üzerinde durulması gereken her sayfası özenle işlenmiş ayrıntıcı bir roman. Kitabımı elime alayım, okurken beni hiç uğraştırmasın diyorsanız hiç başlamamalısınız, ben okurken kalem kağıt ve sık sık Google amcayla birlikteydim. Kitap iki kısım 19+17 bölümden oluşuyor, olay örgüsüne yerleştirilmiş iç içe geçmiş hikayeler var(Cellat ve Ağlayan Yüz çok başarılıydı) ve çok fazla metin göndermeleri var; Mevlana-Mesnevi, Attar-Mantıkut Tayr Kuşların Dili (o alıntıyla bu kitabı mutlaka okumaya karar verdim) Şeyh Galip-Hüsn ü Aşk, Proust-Albertine, İnce Memet-Topal Ali... bu liste böyle onlarcasıyla baya bir uzayıp gidiyor. Kitapta bu kadar çok alıntı olmasına gerek yoktu bence,ciddi bir edebiyat alt yapısı gerektiyor, birçoğunu okumadığım kitaplara yapılan göndermeler, durup durup onlara bi bakmak çok yordu ve nerdeyse kitabı yarım bırakmama sebep olacaktı. Kitapta bazı noktalar oturmadı bende ucu açık bırakılmış, zaten yayınlandıktan on yıl kadar sonra Kara Kitabın Sırları adında bir kitap yayınlanmış, çözemediğim sırlar için bir gün elime geçerse mutlaka karıştırmak isterim. Kitaptaki önemli simgelerden biri Şehrikalp Apartmanı, bazı insanların nesneyle bağı daha kuvvetlidir, kitaptada çevre, nesneler, eşyalar sanki oradaymışcasına çok iyi aktarılıyor okura. Pamuk kendiside aile apartmanında büyümüş bir çocuk, kitaptaki Şehrikalp Apartmanıda bir aile apartmanı ve o yaşayış tüm mutlukları yada travmalarıyla ancak yaşayan biri tarafından bu kadar içinden ve güzel anlatılabilirdi. Bende o gruptan biri olarak, gülümseten hoş birçok ayrıntıyla, hatıramla karşılaştım. Kitabın beni en çok etkileyen, sarıp sarmalayan kısmı, sanki kitabın ana karakteri gibi olan hikayenin şehri İstanbul... İstanbulun otuz yıl önceki haline aşinaysanız eğer, Galip Bey'le kaldırımda caddelerde servi, çınar, ıhlamur ağaçlarının altında vitrinlere bakarak geziniyorsunuz. Ben Barbaros'tan salıp kendimi hızlı hızlı orta okuluma, Beyazıt kapısından Kapalı Çarsı'ya girip Kılıçlar Kapısından çıkıp Nuri Osmaniyenin kıyısından Bab-ı Ali Caddesinden Sirkeciye, tüm hatıralarımı canlandırdım. Gün batımında, hafif rüzgar, tüm yokuşlar iyot kokusuna... "Çok büyük ülkedir İstanbul, anlaşılmaz bir ülke" syf373 Farklı bir okuma deneyimi yaşamak isteyen herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. "Çünkü hiçbir şey hayat kadar şaşırtıcı olamaz. Yazı hariç. Evet tabii, tek teselli yazı hariç." syf414 Keyifli okumalar... Not: Ana karakter olan Rüya kitap boyunca neredeyse hiç yok, hiçbir duygusu yok, söyleyecek bir şeyi yok, neredeyse değil hiç yok gerçekten. Tamamen erkek karakter üzerinden tek yönlü okuyoruz tüm kurguyu. Aynı durum Sessiz Ev'de de vardı, orada da Nilgün vardı ama yoktu. Bu sebebini anlayamadığım rahatsızlık veren bir ayrıntı benim için.
Kara Kitap
Kara KitapOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20229bin okunma
·
4 artı 1'leme
·
323 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.