Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Günaydın. Bilge Kan'da geçer: “Geldiğin yer gitmiştir, gideceğini sandığın yer asla orada değildir ve bulunduğun yer, ondan uzaklaşmadıkça hiçbir işe yaramaz. Olman gereken yer nerede? Yer yok. Senin dışında hiçbir şey sana yer veremez. Sahip olduğun tek yer şu anda kendinde." Kendinizdeki o yere sahip çıkın sevgili okur. Bugünlerde gideceğimiz başka "yer" yok. Var olun.
Flannery O'Connor
Flannery O'Connor
-
Zorbaların Elinde
Zorbaların Elinde
Çevirmen:
Püren Özgören
Püren Özgören
, Everest Yayınları, s.55-57 Çevirmenden not: "Sevgili, canım okur: Kitaptaki yoksul, eğitimsiz karakterlerin bozuk, yanlış İngilizcesini yansıtmak için kullandığım, bizim yöresel ağızlara benzetmemek için de epey gayret sarf ettiğim bozuk, kötü dil; çeviri ya da yazım hatası değildir." * Yaşlı adam bazen yeğeninin gözlerinin siyah, bazen de kahverengi olduğunu söylerdi. Oğlan ağza uyacak gözler, çeneye uyacak bir burun bulmaya çalışıyor ama ne zaman bir bütünlük oluşturduğunu düşünse, surat dağılıveriyor, o da sil baştan başlamak zorunda kalıyordu. Öğretmen, tıpkı şeytan gibi, canının istediği her görünüme bürünebiliyordu sanki. Meeks çalışmanın değerinden söz etmekteydi. Kişisel tecrübesine dayanarak söyleyebilirdi ki, eğer ilerlemek istiyorsan çalışmak zorundaydın. Bunun hayatın kanunu olduğunu ve ondan kaytarmanın yolu olmadığını, çünkü “komşunu sev” gibi, bunun da insan yüreğine kazınmış bir emir olduğunu söyledi. Bu iki yasa, dünyanın dönmesini sağlamak amacıyla birlikte, bir ekip halinde çalışırdı, dolayısıyla başarıya ulaşmak ve mutluluğa ulaşmak isteyen her bireyin bilmesi gerekenler bundan ibaretti. Bu arada oğlanın zihninde, öğretmenin gözlerine dair tutarlı bir imge belirmeye başlamıştı, adamın nasihatlerini dinlediği yoktu. Bu gözlerin koyu gri olduğunu ve bilginin gölgeleriyle dolu olduğunu gördü; bilgi, bir ağacın göle vuran yansısı gibi hareket ediyordu, yüzeydeki gölgelerin çok çok altında bir yılan, hızla kayıp gözden yitebilirdi. Oğlan zaman içinde, büyük dayısının öğretmenin dış görünüşü hakkında düştüğü çelişkileri yakalamak gibi bir huy edinmişti. İhtiyar, “Gözlerinin rengini unuttum,” derdi, konudan bıkmış bir sesle. “O gözlerdeki anlamı bildikten sonra, rengin ne önemi var ki? Onların gerisinde ne olduğunu biliyorum.” “Ne var peki?” “Hiçbi şi. Boşluk. Adamın içi bomboş.” “Adam bi dünya şey biliyo,” dedi oğlan. “Bence onun bilmediği hiçbi şi yok.” “Bilmediği hiçbi şi olamayacağını sanıyo,” dedi yaşlı adam. “Onun sorunu da bu. Onun bilemeyeceği bi şi varsa, ondan daha zeki biri ona anlatır, o da böylece herbi şiyi bilmiş olur; işte böyle sanıyo. Oraya gidecek olsan, yapacağı ilk iş kafanı test etmek ve sana ne düşündüğünü, onu neden düşündüğünü ve onun yerine ne düşünmen gerektiğini söylemek olur. Sonra bi de bakmışsın, artık sen kendi benliğine değil, ona aitsin.”
··
2 artı 1'leme
·
375 görüntüleme
Wisss.. okurunun profil resmi
O gözlerdeki anlamı bilmedikten sonra, rengin ne önemi var?? Gunaaaydin bebeyim 💜🙈
tuğba okurunun profil resmi
Bi bakmışsın kendine ait değil ona aitsin 😎
7 sonraki yanıtı göster
ABİKE okurunun profil resmi
Günaydın 🌸💜
tuğba okurunun profil resmi
Günaydınnn☕🥰
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.