Flannery O'Connor (tam adı Mary Flannery O'Connor, d. 25 Mart 1925, Savannah, Georgia – ö. 3 Ağustos 1964, Baldwin County,Georgia), ABD'li romancı, kısa öykü ve makale yazarı. Babası gibi lupus nedeniyle, 1964'te öldü.
Amerikan edebiyatının önemli seslerinden olan O'Connor, 2 roman ve 31 kısa öykü ile sayısız eleştiri kaleme aldı. Güneyli bir yazar olarak, genelikle "Güneyli gotik" türde eserler verdi, yöresel unsurlara yer verdi ve "grotesk karakterler" yarattığı söylendi. Ancak, kendisi bu fikre katılmaz. Eserleri genellikle güneyde ve ahlaki açıdan sorunlu karakterler etrafında geçer; ırk konusu ise, alttan alta işlenir. En belirgin özelliklerinden biri, okura çok daha sonra ne olacağını önceden sezdirmesidir. Her eserini rahatsız edici ve ironik bir şekilde sonlandırır; onları adeta bu şekilde "işaretler."
Günaydın. Bilge Kan'da geçer: “Geldiğin yer gitmiştir, gideceğini sandığın yer asla orada değildir ve bulunduğun yer, ondan uzaklaşmadıkça hiçbir işe yaramaz. Olman gereken yer nerede? Yer yok. Senin dışında hiçbir şey sana yer veremez. Sahip olduğun tek yer şu anda kendinde." Kendinizdeki o yere sahip çıkın sevgili okur. Bugünlerde
"Söylesene," dedi oğlan, "Bazı insanların tanışmasının tesadüf olmadığını senin de düşündüğün oldu mu hiç? Kader ortak noktaları olan insanların yollarını er ya da geç bir şekilde kesiştirmiyor mu?"
Cinsel, fiziksel, psikolojik... Her türlü şiddet örneği.
Aslında inceleme yazmayı düşünmüyordum. Ama oldu...
Olanlar oldu... O yoğun duygular ve düşünceler ile cebelleşmekteyken ben ne olduğunu bilmeden bir zamanlar rastgele almış olduğum bu kitap ile kasvet ile doldum taştım.
İnancın nasıl olup yanlışlıklar ve rahatsızlıklar ile birlikte bir
Hazel Motes askerlik hizmetini yapan erlerden yalnızca biriydi. Görevini yere getirdi ve şans eseri hayatta kalanlardan oldu.
Şimdi memleketine dönme zamanı. İsa’nın onlar için öldüğüne inanmaktan başka bir şey yapmayanların yanına.
Ama Motes aynı Motes değil. Ölümle ve adaletin yokluğuyla yüzleşen biri.
İnancını yitiren biri..
.
Bilge Kan Flannery O'Connor ile tanışma kitabım. Büyüleyici bir tanışmaydı bu.
İlk sayfalar bir tren yolculuğu ile başladı, karakterleri tanımaya çalıştım, kabul etmeliyim ki sayfalar ilerledikçe neler döndüğünü anlamakta zorlandım.
Ve ana karakterimiz çözülmeye başladı. Kutsal değerleri didik didik eleştiren, Amerika’nın o parlak ambalajının altına sıkışıp kalanları yuvalarından çıkaran bir metin okudum sonrasında.
O’Connor’un metaforlarından, görünmeyeni görünür kılmasından, inanç-inançsızlık ve delilik üçgeninin sınırlarının belirsizliğini yansıtmasından çok etkilendim. İyi ki birden elime gelmiş bu kitap, iyi ki fazla ötelemeden okumuşum.
.
Emre Ağanoğlu çevirisi, Beste Doğan kapak tasarımıyla –
~~~GülümsetenSonuKaranlıkHilayeler~~~
Yazardan okuduğum 2.kitap olan "HerÇıkışınBirİnişiVardır" dokuz hikayeden oluşan benim çokça severek okuduğum 1kitap oldu zira daha önce yazarın BilgeKan kitabını okuyup zor bitirdiğim kitaplar arasındaydı epeyce okurken zorlamıştı beni ama burdaki hikayeler resmen su gibi aktı. Bence hikaye okumayı