400 sf. #papuçhikayesi /14/
#bir12eylülromanı
@msaitguven
@herdemkitapyayin
'Ne de olsa insan öyküsünde saklı..."
"Kurgu, gerçekliğin ters yüz edilmiş halinden başka ne ki... "
Selamün AleykümBugün sizlere #polisiye türünde bir dönem romanı ile geldim.
Dönem kitaplarını,tarihi romanları, siyasi içeriğe sahip her türlü okumaları çok seviyorum...
Okuyucu olarak tarafsız okumak gerekiyor diye düşünüyorum ve tarafsız olmak benim tercihim oluyor...
Yazarın anlatım tarzını, kalemini, olay örgüsünü, akıcı dilini ve günümüze uygun özgür ifadelerini sevdim.
Kitabın sonu hakkında tahminlerde bulunsam da tam olarak kestiremediğim bir son ile bitti.
Son sahneye ayrı bir üzüntü yaşadım.
Ahh Şevket ahh...
Kitabımız sıkıyönetim günlerinde yaşanan uzun gözaltı sürelerinin, anayasal hakların askıya alınmasının, cezaya dönüşen tutuklulukları, zorla alınan ifadeleri, sözde itirafları, şaibeli ölümleri, Derin Araştırma Laboratuvarı DAL'da eğitim alan şahsiyetleri ve masum onca insanın yaşadığı o acı, dehşet verici dönemi kaleme almış...
Cinayet masası başkomiser Buğra Kayigil'in ; Sirkeci'de bir çaycı olan Bekir Yarar'ın tek papuçlu cesediyle başlayıp devamında, Dudullu'da bir kebapçı olan Eşref Kotan'ın... Sakarya'da bir mağazacı olan Beyza Ar'ın ve Aras Cansız'ın bir birine bağlanan geçmişlerini ve farklı şekillerde öldürülmüş olsalar'da cinayetlerini açıga çıkarıp bu devamı gelen ölümlerin sonunu getirmeye ekibi ile birlikte çalışır ...
Gazeteci kardeşinin öldürülmesinden sonra kardeşinin katilini ve sebebini ögrenmek için araştırma yapan Melike ile yolları ise araştırmalar sonucunda aynı kişilerde kesişir.
Bir gazeteci ile iş birliği ve derin araştırmalar yaparak 12 Eylül ve öncesi döneme de ait bir çok gizli gerçeği, otuz yıldır dile gelmeyen olayların üzerindeki sır perdesini kaldırırlar...
Canavarları avlayan bir canavarın peşinde olan Buğra ile Melike'nin derin araştırmaları okuyucunun da ufkunda birşeyler değişiyor...
Ben ve