Çoğumuz -bilmeksizin- çatışmaların yrticı pençesine düştüğümüz için, yaşamları' bu çalkantıların olumsuz etkilerinden uzak ve düzgün bir yoldan akıp gidiyor gibi gözüken insanlara imrenme ve hayranlık duyma eğilimi gösteririz. Bu hayranlık nesnel bir temele dayanabilir. Sözkonusu insanlar kendilerine ait değerler
basamağını oluşturan ya da çatışmalarla geçen yıllar ve karar verme ihtiyacının alt-üst edici gücünü yitirmesi yüzünden bir dinginlik ölçüsüne ulaşan güçlü insanlar olabilirler. Ama diş görünüm
aldaticı olabilir. Bizim imrendiğimiz insanların birçoğu duygusuzluk, uydumculuk (conformity) ya da fırsatçılık yüzünden, bir çatışmayla gerçek anlamda yüzyüze gelme ya da bunu kendi inançları temelinde gerçek anlamda çözmeye çalışma yetisinden yoksundur ve sonuçta sadece anlık çıkar peşinde sürüklenmektedir.