PUSLU KITALAR ATLASI ~ İHSAN OKTAY ANAR Bazen bazı kitapları yorumlamak için, kitabın kendi hacminden bile fazla yazmak gerekebilir. Puslu Kıtalar Atlası için tam da böyle bir noktadayım. Derin felsefesi, enfes hikayeleri ve baş döndürücü atmosferi ile üzerine uzun uzun konuşturacak bir kitap var elimizde. Olağanüstü dünyaların olağan şüphelisi İhsan Oktay Anar'ın basılmış ilk kitabı Puslu Kıtalar Atlasıdır. Efsanevi ve ilginç kişiliklere ördüğü onlarca hikayeyi birbirine ekleyerek, bağlayarak, tamamlayarak bizlere bir düş dünyası sunar bu kitapta Anar. Düşünmeden edemezsiniz hatta, "Acaba yazar bir zaman makinesi icat edip de 16. ve 17. yüzyıllara gitti, orada yaşadı ve sonra da döndü, hatıratını mı yazıdı?" diye. Açıkçası benim aklımdan geçen iki ihtimalden biri budur. Çünkü Osmanlı Türkçesinin avam ağzı denen sokak görmüş halini bu kadar ustaca kullanması başka türlü açıklanamaz gibi geliyor. Tabi bir de Anar'ın aşırıya kaçan okuma tutkusunun ürünü, güçlü entelektüel kimliği de, bu yetkinliği kazanmasına sebep olmuş olabilir. Büyülü bir dünyayı ayaklarımızın altına seren Anar, yine yoğun metaforlar kullanarak kendi felsefesini okuruna sağlam bir şekilde veriyor. Rene Descartes'in meşhur "Düşünüyorum, öyleyse varım" sözünü, "Sizi düşündüğüm için siz varsınız" şeklinde işleyip sunacak kadar da sınır tanımıyor. Asla tek bir konuya bağlı kalmayan yazar, hikaye içinde hikaye anlatıp, alttan alta işlenen enteresan fikirlerle karşımıza çıkıyor. Bunu yaparken mutlaka gerçekliğe bağlanmış bir göndermeyi-metaforu da ağır bir felsefeyle yoğuruyor. Kurgu mu, değil mi, tam çözemediğimiz kitap, bize çok dinamik ve renkli bir zamanın resmini çiziyor. Kitabın içine girip siz de, karakterlerle birlikte gözlemci oluyorsunuz sanki. Her olayın, her olgunun, her düşün aslında çok basit bir açıklaması da olabileceğini, kolaylıkla mantığa uyacak şekilde anlatılabileceğini oldukça etkili bir biçimde vurguluyor. Edebiyat dünyasınca fantastikten çok üstkurgu tanımlaması alan Puslu Kıtalar Atlası, yirmiden fazla dile çevrilerek edebiyat severlere farklı bir soluk olmuştur. Nakış nakış işlediği karakterleri, filozof gözlüğü taktırarak sunan yazar, roman boyunca, kitaptaki karakterlerden biri olan, Uzun İhsan Efendi olarak bize eşlik ediyor. Romanı bitirdiğinizde gerçekliği sorguladığınızı fark edeceksiniz. Bilginin, düşüncenin ve düşlerin kıymetini biraz daha iyi kavrayacaksınız. Uçsuz bucaksız düşlere dalmayı göze alabiliyorsanız, bu kitabı mutlaka okumalısınız. "Her şey ben ve benim düşüncelerimden ibaret olsa da bu dünyada yaşamak zevkli birşey" (Sayfa 127) İyi ki kitaplar var!

Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,8bin okunma

·

89 görüntüleme

Emre Gündaş

@Emre_Gundas ·

3ay

Kaleminize sağlık 🌟

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ayşenur