Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

408 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Enfes bir anlatım Coşkuyla abartma dürtümü frenleyerek biraz kitaptan bahsedeyim. (Şimdi) bu anlatımı da abartmalı :) Parantez içinde (şimdi) (artık) yazmak bir Susan Sontag detayı. Ölüm Tüneli, Susan Sontag’ın 1967’de yayımlanan ikinci romanı. Büyük bir savaşın ardından değişen, ilerleyen modern dünyada yaşamı kurgulamış diye genelleyebilirim. Adından da anlaşılacağı gibi ölümlerin olduğu bir yaşam bu. Bireyselliğin kaybı, bireyin parçalanışı, yabancılaşması, görülme arzusu, şirketlerin kontrolü, nesneler dünyasında değersizleşen insan yaşamı gibi meselelere odaklanıyor. Diddy adlı bir şirket çalışanı, bindiği tren arıza yaptığında tünelde bir işçiyi öldürüyor. Ve işlediği suçu trendeki kör bir kıza itiraf ediyor ancak kız ona kompartmandan ayrılmadığını söylüyor. (Arka kapaktan fazlasını yazmadım, kitabın başı ayrıca.) Diddy’in bu olay sonrasında yaşadıklarını okurken modern insanın sorunları da okuyoruz. Zaten bir tren sadece bir tren değildir, modernizmin simgelerinden. Tabii tünel de sadece bir tünel değil. Nitekim sonunda tünel 20. yy’ın ölüm galerisine dönüşüyor. Psikolojik bir kurgu; gerçekliğin rüyalara yansıması, iç hesaplaşmalar, çözümlemeler vs. Müthiş bir anlatımı var. Karakterine karşı acımasız, alaycı ve yargılayıcı bir anlatıcı. Sınırlı üçüncü şahıs anlatıcı ile birinci çoğul şahıs anlatıcı değişiyor (o-biz), zaman değişiyor, tekrarlar kullanıyor. Örnek görsel ekledim. #duyguşahin çevirisi Umarım es geçmezsiniz bu kitabı, benim için yılın en iyilerinden, hayır zamansız en iyilerden… * Son görsel: Diddy, Watkins Company çalışanı, kubbeyi merak edip bakmıştım. Şurada instagram.com/p/C3DJ-WyqzwJ/?...
Ölüm Tüneli
Ölüm TüneliSusan Sontag · Can Yayınları · 202432 okunma
·
222 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.