Gönderi

Hayattaki önemli kararlar vermenin ne kadar zor olduğunu hepimiz biliriz: Dik mi durayım, yoksa suçumu kabul mü edeyim? Şimdiki mevzimi terk mi edeyim, yoksa orada durayım mı? ... Bu şeylere karar vermede henüz herhangi bir tatminkar sistemli yöntem geliştirmiş değiliz. Bu zor görevleri nasıl yerine getireceğimiz meselesini çözme yükünden bizi kurtaracak şeyin cazip bir fikir olması gerekir. Mesela yazı tura atmayı düşünün. Niçin böyle yaparız? A 'yı ya da B'yi seçmek için bir sebep bulma zorunluluğunun yükünü üzerimizden kaldırması için. Yaptığımız şeylerde bir sebebimiz olsun isteriz ama bazan tatminkar hiçbir şey zihnimize gelmez ve kısa sürede karar vermemiz gerektiğinin farkındayızdır. Dolayısıyla küçük bir hile, bizim adımıza karar verecek olan, bizim haricimizde küçük bir şey uyduruveririz. Ama eğer bu karar, mesela savaşa girmek ya da girmemek, evlenip evlenmemek ya da itiraf edip etmemek gibi mühim bir şey ile ilgiliyse, yazı tura atmak fazla lakayt olacaktır. Böyle bir durumda, iyi bir sebebe dayanmaksızın seçim yapmak açıkça bir acziyet alameti teşkil edecektir .... Daha törensel olan, kehanet gibi, şöyle daha etkileyici bir şeye ihtiyaç vardır. Bu şey size sadece ne yapmanız gerektiğini söylemekle kalmayacak, fakat size bir de sebep temin edecektir ....
··
36 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.