Kendimi daha fazla
rezil etmeden önce durmalı mıydım?
Endişemi anlamış olmalı ki bana doğru uzanıp, "Merak etme. Yavaş hareket ederiz," diye kulağıma fısıldadı. Bu
sözleri bana inanılmaz iyi geliyordu. Bütün sıcaklığıyla ve
davetkârhğıyla bizi karşılayan bu arzular denizine birlikte
dalmamız ve başladığımız bu işi bitirmemiz için bana cesaret veriyordu.
Bacaklarımın arasında hareket edip kollarmm üzerine yaslanarak dudaklarıma nazik bir öpücük kondurdu.
Kollarımı boynuna dolayarak kendimi geriye doğru bıraktım ve onu kendime doğru çekerek kendimi ona sımsıkı
kenetledim. Onu hemen içimde istiyordum ama o yavaş
hareket ederken memnun görünüyordu. Onun için yanıp
tutuşuyordum. Sadece bu kadar süredir kimseyle birlikte
olmadığımdan dolayı değildi, aynı zamanda onu bu kadar
zamandır arzuladığım içindi de.
Ellerimi sert kaslarında gezdirip sırtırun pürüzsüz teninden kaydırarak kalçalarına indirdim. Ellerimi istediğim
yere götürdüğümde beni öpmeyi bıraktı. Kafasmı kaldırıp
ağır ağır nefes alarak kollarıyla kendini hafifçe kaldırdıktan sonra bana manalı bir bakış attı. "Henüz değil," diye
fısıldadı başını sallayarak ve burnuma öpücük kondurarak
boynumdan aşağıya doğru kaydı.
Ellerimi bir kez daha sertliğini hissetmek için kalçalanna doğru indirdiğimde, vücudunu aşağıya kaydırdı. Dudaklarmı sert, arzulu göğüs ucumla buluşturup etrahnda
daireler çizerek onu emerken yüzünde oluşan o muzip gü
lümsemeyi görebiliyordum. Beni baştan çıkaran bu duygularla hemen tekrar doruğa ulaşabileceğimi düşünüyordum. Parmaklarımı saçlarma dolayarak, sanki beni kıjuya
götüren bir cankurtaranmışçasına ona sımsıkı tutunuyordum.
Bedenini aşağıya doğru indirirken ellerim saçlarmdan
kayıp gitmişti. Nefes alışım artık tehlikeli boyutlara yükselmişti. Ben hafifçe inlerken, onun dilini kamımda, göbekdeliğime girip çıkarken hissedebiliyordum. River, "Tadm
o kadar mükemmel ki," diye mırıldandı.
Dudaklarım kaygan tenimde gezdirirken, bedenim
beklentiyle titriyordu ve dudaklarımdan daha yüksek bir
"Evet," çıktı.
En hassas noktamı yavaşça emerek hafifçe ovalayıp yalayarak tadına bakarken, River'ın yükselen kesik nefesini
duyduğumda, ben de ismini mJeyerek mırıldandım. Dilini
içime, sabit bir tempoda gidebildiği kadar derine sokarken gözlerini bana çevirdi. Onu izlediğimi fark ettiğinde,
"Kahretsm Dahlia, çok ateşlisin," dedi, yüzünde şeytanimsi bir gülümsemeyle mleyerek.
Diliyle daireler çizmeye başladığında tüm fonksiyonlarımı kaybettim. Dilini daha sonra daha da sert bastırıp tek
parmağım içime daldırdı. "Tanrım! Tadm çok tatlı."
İkinci parmağım içime sokarken artık kendi adımı bile
hatırlamakta zorlanıyordum.
Dudaklarına ve parmaklarına daha fazla karşı koyamayıp hayatımda ilk defa bu kadar güçlü bir şekilde doruğa
ulaşırken, "Ah, Tanrım! River," diye haykırdım. O an için,
sanki bu gezegenden kopup gitmiştim.
Bu dünyaya geri döndüğümde River yavaşça ve baştan
çıkarıcı bir şekilde, vücudumun her bir noktasım tadıp yalayarak yavaş yavaş yukarı doğru çıkıyordu. Dudaklarım
dudaklarıma yapıştırdığında kendimi tattım. Bu ömrümde
yaşadığım en erotik duyguydu. Alt dudağımı yaladığında,
dudaklarımı biraz daha araladım ve dillerimiz birbirine
dolandı. Hafifçe ısırdıktan sonra dilini benim dilime sürtmeye devam etti.
Öpüşmemiz devam ederken, ellerimi karın kaslarının
üzerinde gezdiriyordum. Onun o hassas teninde gezmirken karmnın kasıldığını hissettim. Ellerimi beline dolayıp
vücudunun alt bölgelerine doğru kaydırırken keskin bir
nefes aldı.
Bedenimi hareket ettirerek üzerine çıktım. Heyecandan
soluk soluğa kalmıştım ve güçlükle nefes alıyordum, onun
da nabzım sertliğinde hissedebiliyordum. Fonda çalan m ü
ziği güçlükle duyuyordum ama sanırım telefonunda "Sex
Threapy" adlı şarkı çalıyordu. Durumumuza ne kadar da
uyuyordu. Bir yandan elim kendi ritmini bulmuşken, bir
yandan da bir alt dudağm ı bir üst dudağını emiyor, dilimi
dudaklarının arşından kaydırıp ağzınm içinde dolaştırarak onu daha da fazla inletiyordum.
Şehvetle, olduklarından daha da koyu görünen, delici yeşil gözlerine bakabilmek için kendimi frenleyerek,
doğruldum. Aynı benim gibi hızlı, düzensiz ve neredeyse
kontrolsüzce nefes alış verişini çok net duyabiliyordum.
"River," diye seslenerek prezervatif paketine uzandım.
Paketi yırtıp prezervatifi ona uzatarak, "Seni ne kadar arzuladığımı biliyor musun?" diye sordum. Kendimi, onun
baştan çıkarıcı ağına yakalanmış bir örümcek gibi hissediyordum ya da belki kendi ağıma.
"Tanrım. Dahlia. Seni çok istiyorum," diye fısıldadı, dudaklarının tek tarafı hafifçe yukarı kıvnlmıştı ve prezervatifi elimden aldı. Prezervatifi takarken onu izliyordum
ve kendimi onunla aynı hizaya getirmiştim. Hazırım der
gibi gülümsüyordu bana. Tutkulu olduğu yüzünden okunuyordu.
Gülümseyerek başımı iki eli arasında tutup dudaklanma yapıştı. Öpüşmemiz daha da derinleşince, dudaklarımı
daha da fazla aralayıp o kıvrak, yumuşak diline kendi dilimle karşılık verdim. Parmak uçlanyla hafifçe cammı acı
tarak kalçalarımı kavradı ve ben de ona teslim oldum.
İçime girip beni tamamen doldururken onu izliyordum.
Sanırım bu hayatımda yaşadığın en tatmin edici duyguydu. Daha hızlı hareket etmeye başladım. Hızımı azaltmak
için kalçalarımı tutuyordu, ancak ona izin vermedim.
Derin bir nefes alarak, gözlerini kapatmadan önce alt
dudağını ısırdı ve mest olmuş bir şekilde ürperdi. "Bu
anı ne kadar uzun zamandır beklediğimi biliyor musun?"
dedi dişlerini sıkarak.
Gözlerini açtı ve hâlâ içimdeyken kendi etrafımızda dö
nerek yer değiştirmemizi sağladı. Artık onun sıkı, mükemmel bedeninin altındaydım. Yavaş hareketlerle içime girip
çıkarken bojmumdan aşağıya doğru beni öpüyor, kolları
mı okşuyor, göğüslerimi avuçluyor ve göğüs uçlarımı parmaklan arasına alıyordu. Tam olarak nereme dokunmak
istediğine karar verememesi çok hoşuma gidiyordu.
Bedenimde ateşler yakan bu arzuyla bütün damarları
mın alev aldığını hissediyordum. Ortalık bir anda tutku
dolu inlemelerimizle dolmuşken, onu daha da hızlandırmak için parmak uçlarımı kaslı sırtına batırıyordum.
Derin bir nefes alırken başım arkaya doğru düşmüştü.
Diğer odadan Robin Thicke'nin "Sex Therapy" şarkısımn
sözleri yankılamrken River, bana şarkıyı kendi yorumuyla
söylüyordu.
Yavaşça, dikkatlice ve nazikçe hareket ederken, bir an
için boynumu öpmeyi bırakıp, "Dahlia, seni hissetmek
muhteşem bir şey," dedi.
Kalçalarım yavaşça oynatmaya devam ederken gözlerini dikmiş bana bakıyordu. Önce bir yanağımı, sonra diğeriıü, daha sonra da burnumu ve sırayla göz kapaklarımı
öptü. Alhma doğru uzanıp içime daha da derinlemesine
girmek için beni yukarıya doğru ittiriyor. Bu şekilde onu
daha da yoğun bir şekilde hissediyordum.
"Ah. Tanrım! Sakm durma," diye haykırdım bacaklarımı beline dolayarak. Sanki vücutlarımız birbirimiz için
yapılmış gibi uyum içindeydik. İnleyerek hızlandı ve e lim i
tutup kalbinin üzerine koydu.
Ay ışığı tüm parlaklığıyla camdan içeri giriyordu. Artan inlemelerimle, içimde yükselen o duyguyu tekrar hissetmeye başlıyordum ve gözlerinin içine bakmca onun da
yakın olduğunu görüyordum.
Onun boşalmaya başladığı ânı hissettim. Bedenimi saran aklımı başımdan alan bir orgazmla çığlık atarken o da
kısık ve yoğun inleme sesleriyle bir an için hareketsiz kaldı. Tepeden tırnağa tüm hücrelerim titrerken, serbest olan
elimle çenesini yakalayarak onu kendime doğru çektim.
Öpüşmemizin şiddeti biraz yavaşladığında, dudaklanmızı
yine birbirilerinin üzerine kalacak şekilde dinlendik. Soluk
soluğa birbirimize bakarken, parmaklarmı nazikçe yanaklarımda gezdirip yüzüme düşen saçlanmı arkaya doğru
attı ve alnmı almma dayadı. "Nefesimi kesiyorsun."
Nefeslerimiz artık durulduğunda, kendini üzerimden
çekerek yanıma uzandı. Prezervatifi çıkanp ağzma bir dü
ğüm atarak kullanılmadan yerde duran diğerinin yanma
fırlattı ve beni kollarmm arasına aldı. Parlayan gözleriyle
bana bakarken yanağımı okşuyordu. "Bu muhteşemdi; kesinlikle beklemeye değerdi."
Söyleyeceğim kelimeler ağzımdan çıkmadığı için sadece evet anlamında başımı salhyorum. Ah. Tannm. Bunu
neden daha önce yapmamışız? Ama sonra nedenini hatırladım. Ben'den dolayı tabii ki... Şu an düşününce, o gece
barda River'la arzularımızın kurbam olmadığımıza çok
seviniyordum. Çünkü biliyordum ki sonrasında bövle bir
şeyi ve hatta onu asla atlatamazdım. Hatta şimdi bile nasıl
atlatacağımı bilemiyordum.
Bu gece yaşamlan şeyin, olması gerektiği gibi, tek gecelik bir ilişki olduğu gerçeğini kafamdan silip tekrar gözlerinin içme baktım. "Eğer senin muhteşemlik anlayışın,
eşdeğer mükemmellikte bir partnerle yaşanılan ateşli bir
seks ise, sana kesinlikle katılıyorum.
Sayfa 134