Gönderi

Birisi gitmiş bir Hoca Efendiye; “Resûlullah’ı rüyamda görmek istiyorum. Çok dua ediyorum göremedim, bir türlü göremiyorum. Ne yapayım?” demiş. “Bu akşam tuzlu balık ye tuzlarını da ayıklama, su da içme öyle yat.” demiş. O da Resûlullah’ı bu gece göreceğim diye tuzlu balıktan bol bol yemiş, su da içmemiş. Sabah olmuş. Sabah olmuş ama Resûlullah’ı yine rüyada görmemiş. Gelmiş o hocaya; “Tam dediğin gibi yaptım hocam. Tuzlu balığı yedim, su da içmedim ama Resûlullah’ı da rüyamda görmedim.” demiş. Ne gördün? Çağlayanlar gördüm, bardak bardak güzel buzlu sular, meşrubatlar gördüm. Denizler, pınarlar, deryalar gördüm. Rüyada hep su içmekle ilgili şeylerle uğraştım. “Tuzlu balığı yiyince suyu nasıl canın çekiyor. Resûlullah’ı görmek için de işte için öyle yanacak.” demiş. Öyle yanmadan yarım yamalak sevgiyle, yarım yamalak bilgiyle, yarım yamalak bağlılıkla, tatsız tuzsuz taklit yollu bir şeyle olmuyor. Resûlullah’ı candan sevecek, çok sevecek ki o zaman gerçek Müslümanlığın ne olduğu anlaşılacak. Rüyada görecek, neler görecek... Evet Resûlullah sevgisinin içimizde çok kuvvetli olarak mevcut olması lazım.
Sayfa 220
·
1 plus 1
·
26 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.