6 kısım ve 14 bölümden oluşan bu kitap isminden anlaşıldığı gibi yalnızca Arapların değil; Türklerin, yer yer de Frenklerin gözünden "Haçlı Seferleri" anlatılıyor. Tarihî bir kitaptan ziyade olay örgüleriyle süslenmiş bir belgesel gibiydi. Yalnızca bilgi vermeye odaklanmadan anlatışı ile sıkılmadan okunabilir. Sade dil ve üslûp bakımından herkese hitap etmesi amaçlanmış olsa dahi sade bir üslup kitabı monotonlaştırır diye düşünüyorum. Bu nedenle ara ara gözlerim yoruluyor, uykum geliyordu. Maalouf bunlara rağmen vermiş olduğu merak duygusu ile kitaba tekrar bağlanmayı sağlıyor. Kitap beklediğim kadar objektif değildi. Türklere konu gelince birden yazar eleştiri butonuna basıyor ve yeriyordu. Belek hariç övdüğü bir Türk'e denk gelemedim. Araplar konusunda biraz daha uysal gibiydi(Türklere kıyasla. Bakıldığı zaman kitabın son kısmında Arap dünyasına karşı birçok eleştiri yapıyor.), Kılıç Arslan'a olan tutumuyla Araplara olan tutumu arasında bu kadar fark olması biraz düşündürücüydü. Selahaddin Eyyubi üzerine özellikle 4.kısımda bir sürü olumlu düşüncesini aktarmıştı. Eyyubi gerçekten güç ve otorite bakımında Araplarla kıyaslanamayacak durumda. Bunu kitapta Maalouf bize sık sık hatırlatıyor. Batı ve Doğu arasındaki askerî, kültürel vb. farklılıklara da değinmiş yazar ve övülen tarafın Doğu olacağını düşünen ben ve ben gibilere biraz ağır bir tokat olmuş Batı'nın övülmesi. Arap olduğu için Doğu'yu öne çıkarır sanmıştım. Özellikle devletteki yönetim biçimi, yönetime geçiş şekli(Taht kavgaları da dahil.) konusunda Doğu yerilmekle kalsa iyi olurmuş, Dünya'nın çekirdiğini görme fırsatı elde etmiş. Doğu'ya Türkler de giriyor. Bu konuda tarafsız okumaya çalıştım ve Maalouf'a hak verdim. Sırf taht kavgası yüzünden devletlerin ziyan olması doğru değil ve yazar gayet güzel bir üslupla bunu anlatmış. Kitaptan bol bol bilgi almanın yanında bu değerli yazarla da tanışma fırsatı elde ettim. Daha önce "Semerkant" eserini duymuştum ama okumak istememiştim. Bu kitabı okumadan önce yazar hakkında ve kitap hakkındaki bazı yorumları okudum. Yazara ayrı bir sevgi besledim.(Türkler hakkındaki düşünceleri hariç.) Bir de Ermenilere de kitapta yer verilmiş. Onlar da arada övülmüş. Bir Ermeniyi övmek için sebep olacağını sanmıyorum. Irkçı değilim bence ama Ermenilere karşı hiçbir sevgi ve sempati beslemiyorum. Besleyen Türk(?) ve Müslüman(?) insanlara farklı bir gözle bakmayı tercih ediyorum. Bu yüzden kitabın Ermenileri övme kısımlarını bazen atlayarak geçtim. Pek bir şey de kaybetmedim. Atlasam bile kısımların içinde dönüp dolaşıp konu aynı yere geliyordu. O yüzden kaybedeceğim bir şey olmadı maalesef. Araplar kitabın son kısımlarında haklı gerekçelerle yerle bir edilmiş, yazar tarafından. "Ben bir Türk olarak Türkleri bu denlice gömer miydim?" diye kendime sorduğumda sessiz kalmayı tercih ettim. Kendi ırkımı rencide etmek bana biraz zor geliyor. Yazar bana pek objektif gelmese bile son kısımda objektifliğini bu yönüyle ortaya koymuş. Ahlâkî bir tutum sergilemiş en azından...Tekrar okuyacağım ve arkadaşlarıma önereceğim bir kitap olacak...

Arapların Gözünden Haçlı SeferleriAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 20221,784 okunma

·

2 artı 1'leme

·

96 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.