Hazlar ve Günler’deki ‘Violente ve sosyete hayatı’ bölümü bana Tolstoy okuyorum tadı verdi. Her ne kadar uşaklı, hizmetçili kırsalda bir konakta yaşam Fransız romanlarından, özellikle de
Montaigne’in yaşamından tanıdık gelse de, bu hikayede daha çok kendimi Petersburg sosyetesinin içinde hissettim. Kim bilir, belki de
Anna Karenina’daki sosyetik yaşam silinmemek üzere hafızama kazınmıştır. Öte yandan ahlakçı bir mesaj kaygısı sezdim. Proust’un böyle bir amacı olduğunu pek düşünmüyorum ama bakalım
Kayıp Zamanın İzinde ’yi bitirince dönüp bu iletiyi okuyup aaa neler düşünmüşüm demek için tarihime not düşüyorum
·
63 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.