"Şezlonglara uzanmış, el ele gökyüzünü izlemekteydik. Şehir ışıklarından uzakta pırıl pırıl kozmosu izlerken, alçakgönüllülükle tüm varoluşa meydan okumanın, ancak iki yürek birleştiğinde mümkün hale gelebilen bir bileşkesini oluşturmaktaydık. Kaderimiz milyarlarca yıl önce bir infilakla mühürlenmiş, bir kuyrukluyıldız gibi gururla akıp gitmekteydik evrende; içimizde gelmiş geçmiş, olmuş olabilecek bütün tarihi taşırken, istikametimiz sadece bir teferruattı. Ölmekse, ölmeye hazırdık; yaşamak, birbirimize bir göz kırpışı kadar kısa bir an gülümsemekti çünkü ve biz birbirimize sonsuzluğu çoktan armağan etmiştik..."