"Hawthorne dünyanın en iyi ve en kötü öykülerini yazdı; bu seçkide en iyilerini sunuyoruz" diyor Borges. Hawthorne'un diğer öykülerini okumadım henüz ama bu okuduklarım bir yazarın en iyi öyküleri olmayı hak ediyordu gerçekten. Hawthorne bir ezoterik anladığım kadarıyla. Sadece Batı ezoterizmi ile de ilgilendiğini sanmıyorum. Çünkü bu öykü seçkisi Amerikan edebiyatının Mantıku't-Tayr'ı desek sezadır. Derinlik taşıyan kısa cümleler vardır. Herakleitos'un dediği "Kendimi aradım" mesela. Her öykü bence böyle bir gizli başlık taşıyor. Oradan taşan anlamı yoğun bir sembolizmle ifade ediyor. Bunu yaparken Amerikanın hem eski hem yeni sahiplerinin efsanelerini, menkıbelerini yeniden inşa ediyor. Hawthorne - en azından Borges süzgecinden geçtiği hâliyle - kesinlikle okunmalı.