Gönderi

Her konuda kendisine yardım eden Neşet Usta, İstanbul'a mal almaya gittiğinde içinde gıdadan ev gereçlerine, radyo ve saatlere varıncaya kadar türlü ürünlerin satıldığı dükkânını Wolfgang Meyer'e emanet etmişti. Wolfgang Meyer erkenden dükkânı açıyor, satılan her şeyi not ediyordu. Bu günlerde dükkâna elinde bir toprak testi ile bir köylü gelmişti. Testiyi nereye bırakabileceğini sorunca Wolfgang Meyer dükkânın ardiye kısmını gösterdi. Bir süre sonra gelip testiyi alacağını söyleyen köylü bir daha geri dönmemişti. Dükkânı kapatması gereken Meyer, testi içinde her ne varsa bozulabilir ya da fare saldırısına uğrayabilir endişesiyle içinde ne olduğuna bakmaya karar verdi. Testi ağzına kadar altınla doluydu. Ne yapacağını bilemeyen Alman usta yoldan geçen bir başka enterne Almandan evine gidip kendisine bir şilte ve yorgan getirmesini rica ederek günlerce testinin başında dükkânda uyudu. Bir kaç gün sonra köylü hiçbir şey olmamış gibi çıkageldi. Testiyi kontrol dahi etmeden dükkândan çıkacağı esnada Wolfgang Meyer kendisini durdurarak tepkisini gösterdi: "Babacığım, beni çok müşkül bir durumda bıraktın, bu testinin içinde sikkelerin bulunduğunu söylemedin ve önümde saymadın. Şimdi ise altınları kontrol etmeyerek ve her şeyin tamam olduğunu söylemeyerek içimi rahatlatmadan gidiyorsun." Kendisine uzunca bakan köylü, "Evladım, bu telaşın niye? Neşet Usta sana güvenmiş dükkânını emanet etmiş, ben de sana testimi emanet ettim," demişti.
Sayfa 124Kitabı okudu
·
113 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.