Bir Lise Ögrencimin yazdığı bir şiiri
Bir ömür terk ediyordu yine bedenimi …
Gitmişti !
O gitmişti …
Öznesini mısralarıma sığdıramadığım ,
Umarsız bir hastalıktı yüreğime konan …
Kalbime yaklaşırken ayak seslerini duyuyordum nefes alışının …
Kilit vurduğum yüreğimde kalan rengarenk hayallerim vardı yinede benim …
Gözlerimden akan gözyaşlarımdaki yolda suskundu yapraklar …
Sadece sen geç istedim …
Yağmurlu günler boğdu yüreğimdeki çamurun hazin öyküsünü …
Nice sonbaharlar tükettim …
Nice geceyi feda ettim karanlığa ,
O denizdeki binlerce bekleyişe attım hepsini …
Yağmura ağladım sonra …
Bir gün …
Bir gün döneceğini bilseydim kaybetmezdim hüznün koynundaki son mısrayı …
Gittin …
Yağmura isyan etti sabahlarım …
Oysa ben !
Ben hiç uyanmadım …
Ellerim hiç gitmedi o doğan güneşin köhneliğinde kaybolan kızıllığa …
Hıçkırıklarımdaki özleme kilit vurdum …
Koşmasınlar diye sana ,
Hüzünlü bir plak dokunmasın diye gözyaşına …
Küçücük bir el vedaya sığdırdın yüreğimizi …
Oysa …
Oysa ne çok koşacaktık bu amansız yolda …
Durmadan , usanmadan senliğine bizlik katacaktın …
Gittin …
Yokluğumu varlığına katabildim ancak ardından …
Sensizliğe bir armağandı suskunluğum …
Tek mevsim , hep sonbahar …
Hep güzdü mısralarım …
Hep bir köz yağmuru ağlayışlarım …
Kaç kez ölebilirdi ki bir insan …
Ya da kaç terk edilirdi suskunluğa göz yummuş yüreği …
Sil !
Sil şimdi avuç içlerinden parmak izlerimi …
Yalnızlığımı tak koluna …
Arkana bakmadan çek ve git !
Bir elveda sık beynime ey yar !
İsa’dan ödünç al çivileri şimdi ,
Çak haydi sol yanıma !
Bir ‘el veda’ misali yarınım kalır yarım bıraktığın o yaraya ,
Müsait ayrılıklarda indir paramparça yüreğimi …
Bunca kalabalığın içinde kocaman bir yalnızım işte …
Kırıklarım batıyor kanayan yarama …
Kabuk tutmuyor acısı …
Ve ö(z)lüyorum her yağmur kıyısında …
Biraz daha kal diyemeyişlerim haykırıyor anlıyor musun ?
Aynalardaki suretin vuruyor yüzümdeki hüzne …
Sen hatırlıyor musun saçlarımda dolaşan parmaklarını ?
Yoksa çoktan mı unuttun ?
Çoktan mı vurdu o masum yüzüne alışılmışlık ?
Suskunluk akıyor yüzümden …
Sensizliğe alışamıyor dudaklarına sunduğum nefesim …
Ve her günün sensizliğinde ölüyor ‘’bu veda son mu’’ diyen yüreğim …
Yüreğime basa basa gittin …
Gökyüzü hıçkırıklarını kustu göğsündeki o meleğe …
Kanlıydı ve yağmurlu …
Öyle bir iç çekişti ki bu ,
Ağladı bir martı , intihar ederken okyanus …
Yasak bir dinin iman ettiğim düşleriydin …
Oysa gittin …
Son defa iman etti yüreğim dolun aysız bir geceye sunduğum sevdaya …
Sırılsıklam öldüm bir kez daha …
Nur topu gibi bir yalnızlığa söndü yüreğim …
Keşkelerle tokatlanmış bir aşkta gömüldüm …
Gittin ve öldüm …
E.A