Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Müsait Bir Ayrılıkta İndirir misin Ey Yâr
Bir Lise Ögrencimin yazdığı bir şiiri Bir ömür terk ediyordu yine bedenimi … Gitmişti ! O gitmişti … Öznesini mısralarıma sığdıramadığım , Umarsız bir hastalıktı yüreğime konan … Kalbime yaklaşırken ayak seslerini duyuyordum nefes alışının … Kilit vurduğum yüreğimde kalan rengarenk hayallerim vardı yinede benim … Gözlerimden akan gözyaşlarımdaki yolda suskundu yapraklar … Sadece sen geç istedim … Yağmurlu günler boğdu yüreğimdeki çamurun hazin öyküsünü … Nice sonbaharlar tükettim … Nice geceyi feda ettim karanlığa , O denizdeki binlerce bekleyişe attım hepsini … Yağmura ağladım sonra … Bir gün … Bir gün döneceğini bilseydim kaybetmezdim hüznün koynundaki son mısrayı … Gittin … Yağmura isyan etti sabahlarım … Oysa ben ! Ben hiç uyanmadım … Ellerim hiç gitmedi o doğan güneşin köhneliğinde kaybolan kızıllığa … Hıçkırıklarımdaki özleme kilit vurdum … Koşmasınlar diye sana , Hüzünlü bir plak dokunmasın diye gözyaşına … Küçücük bir el vedaya sığdırdın yüreğimizi … Oysa … Oysa ne çok koşacaktık bu amansız yolda … Durmadan , usanmadan senliğine bizlik katacaktın … Gittin … Yokluğumu varlığına katabildim ancak ardından … Sensizliğe bir armağandı suskunluğum … Tek mevsim , hep sonbahar … Hep güzdü mısralarım … Hep bir köz yağmuru ağlayışlarım … Kaç kez ölebilirdi ki bir insan … Ya da kaç terk edilirdi suskunluğa göz yummuş yüreği … Sil ! Sil şimdi avuç içlerinden parmak izlerimi … Yalnızlığımı tak koluna … Arkana bakmadan çek ve git ! Bir elveda sık beynime ey yar ! İsa’dan ödünç al çivileri şimdi , Çak haydi sol yanıma ! Bir ‘el veda’ misali yarınım kalır yarım bıraktığın o yaraya , Müsait ayrılıklarda indir paramparça yüreğimi … Bunca kalabalığın içinde kocaman bir yalnızım işte … Kırıklarım batıyor kanayan yarama … Kabuk tutmuyor acısı … Ve ö(z)lüyorum her yağmur kıyısında … Biraz daha kal diyemeyişlerim haykırıyor anlıyor musun ? Aynalardaki suretin vuruyor yüzümdeki hüzne … Sen hatırlıyor musun saçlarımda dolaşan parmaklarını ? Yoksa çoktan mı unuttun ? Çoktan mı vurdu o masum yüzüne alışılmışlık ? Suskunluk akıyor yüzümden … Sensizliğe alışamıyor dudaklarına sunduğum nefesim … Ve her günün sensizliğinde ölüyor ‘’bu veda son mu’’ diyen yüreğim … Yüreğime basa basa gittin … Gökyüzü hıçkırıklarını kustu göğsündeki o meleğe … Kanlıydı ve yağmurlu … Öyle bir iç çekişti ki bu , Ağladı bir martı , intihar ederken okyanus … Yasak bir dinin iman ettiğim düşleriydin … Oysa gittin … Son defa iman etti yüreğim dolun aysız bir geceye sunduğum sevdaya … Sırılsıklam öldüm bir kez daha … Nur topu gibi bir yalnızlığa söndü yüreğim … Keşkelerle tokatlanmış bir aşkta gömüldüm … Gittin ve öldüm … E.A
·
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.