Gönderi

Davranışlarının aşırı bir Arap milliyetçiliği içermesi Arap olmayan Müslümanları rahatsız ediyordu, üstelik lngiliz ajanlığı damgasından kurtulamıyordu. 1925 yılı için yenisini tasarlarken İbn Suud ülkesini işgal etti, o da her şeyini terkedip kaçu. Müslümanların sözcülüğü (Yani Hilafet) yoluyla hedefine erişme taktiğini destekleyen çıkmadı. Vehhabiler gelip yayınını kesinceye kadar Kıbla'nın en yoğun Türk aleyhtarı yayına devam etmesi dikkati çeker. Kendisi yazmasa başkalarının yayınlarını aktarıyordu. Bunun, hedeflerine ulaşamamasından Türkleri suçlu tutmak gibi bir tutkunun sonucu olduğu düşünülebilir. Oysa Kemalistler (yani 1919 sonrası Türkiyesi) onu hiç hedef almamıştı. Günümüz Arap tarihçileri Hüseyin'i, İslam'ın değil, Arap vatanseveri ve milliyetçiliğinin savaşçısı olarak ilan ediyorlar. Kendisine ihanet eden İngilizler yüzünden hedeflerine ulaşamadığını belirtiyor ve ekliyorlar: "Başarısızlığı bugünde devam eden bir trajedinin üzücü bir ilk aşamasıdır. Ancak son döneminde bile ne kendisinin ne de yayın organının, hatta oğullarının, İngilizlere Türklere olduğu kadar saldırdığı görülmemiştir.
Sayfa 356
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.