Gönderi

47 syf.
9/10 puan verdi
10 sene önce Atsız'la tanıştım 6 sene önce MCA 4 sene önce de İsmet Özel'le o gün bugündür şiirden aldığım keyif hiç doyurucu olmadı. Çok çok sevdiğim Melih Cevdet Anday, şiirinde mitolojiyi olağanüstü derecede harika kullanması. Ne garip ne de ikincilerde bulunup kendi şiir yolunu kendisi belirmesi ve özellikle Karacaoğlan'ın Bir Şiiri Üzerine Çeşitlemeler şiiri ve tâbii ki diğer onlarca şiiri beni bambaşka yerlerde kendi elleriyle besliyormuş hissiyatı uyandırır. Daha sonraki şairlerde hiç o duyguyu alamadım. Edip Cansever onu tattırdı. Seyyidhan Kömürcü o hissiyatı az da olsa verdi. Ama nasıl desem açlıktan zorla istiyormuşum gibi.. bu kitaba 9 verdim. İçinde güzel şiirler var. Ama böyle yaa işte budur diyebileceğim bir seviyede değil. Okuduğum önce kötü şiirden sonra he işte idare edermiş diye geliştirdiğim türden. Artık çok başarılı şiirler okuyacağıma olan inancım Gülten Akın'la birlikte tamamıyla battı. Behçet Bey bana o eskiyi duyguyu tabii ki vermiyor ama ben buna gayret ediyorum. Bu kitabı aynı zaman da ödül almış. Dediğim gibi içinde güzel şiirler var ve okurken az da olsa Atsız hissiyatı veren cümleler vardı. O da değil okuduğum onda şairden sonra dili bana çok güzel geldi. Şairin bir derdi var diyorum bir şeyler anlatmak istiyor buna da gayret ediyor. Dil güzel üslup güzel incelik mi desem barındırıyor içinde belki de biraz bu yüzden Behçet Bey'e saygı duyuyorum... Ama daha kendisinden hiç alıntı yapamadım. Bu oldukça üzüyor beni :( umarım yapacağım.
Yaz Dönemi
Yaz DönemiBehçet Necatigil · De Yayınevi · 196812 okunma
·
3 artı 1'leme
·
656 görüntüleme
minimalist ⍘ okurunun profil resmi
İÇERDE Dışarıyı dinleme, içerdeyim Kımıldayan perdenin şimdi az berisinde. İnsan kimi geceler niçin uğrar dışarı? Bir gerçeğin içinde kendini dinlediyse. Yaşlanmak, o her şeyin biraz biraz yettiği - -Anılar yerini tutuyor. Ben bu oyunu küçükken de görmüştüm: Çoklarını kovalıyor, birini tutuyor. Yaşlanmak, bir korkunun hep uzağa ittiği - ­ İçerdeyim. Yangın duvarlarının yıkıldığı geceler Ama nasıl geleyim? İnsan kimi gemileri ne de çabuk unutuyor Binmiştik sözde, Bir çocukluk yatıyor Battığı yerde. Sağım solum doldu. Zil çaldı. Bu kaçıncı? Bir telaştı geçti, oturdu hepsi. 309 (Varlık, 600, 15 Haziran 1963)
minimalist ⍘ okurunun profil resmi
ÖĞRETİ Düşen taşlar altında cam Ya da yaprak kapılmışsa sulara - - Onlar ki bir zayıf vaktini beklerler, Öğren! Şimdi biraz varsan sabah veya öğlen Bastırınca pis yağmurlu ikindi Ardında yiteceğin kapılarda eğilmeyi - Ama düşün neler gider senden­ Öğren! Vurmuşsa tek başına indirdiğin Mermerlere gölge, kendi dağlarından, Bu senin gölgen! Dik dur, gülümse; çünkü kısa bir süre - - Ve silinir daha sağken güneşler çekilince Erken - - Öğren! 293 (Varlık, 577, l Temmuz 1962)
minimalist ⍘ okurunun profil resmi
NİLÜFER Ben oraya koymuştum, almışlar, Arasına sıkışık saatlerin. Çıkarır bakardım kimseler yokken; Beni bana gösterecek aynamdı, almışlar. Kışken ilkyaz, sularımda açardı; Buzlu dağlar gerisine kaçıracak ne vardı? Eski defterlerde sararmış yaprak. Beni bana gösterecek anlamdı, almışlar. Bir ışıktı yanardı yalnız gecelerde; Akşam, çiçekler uykuya yattı, Sardı karşı kıyıları karanlık - - Beni bana gösterecek lambamdı, almışlar. (Varlık, 571, 1 Nisan 1962)
minimalist ⍘ okurunun profil resmi
KISALTMALAR Uzardı gecelerce Belki daha derinde duyulurdu tadı, Bütün bunlar bir sarnıca Azar azar sızardı. Saçları, elleri karanlıklara Düşünce: Kaçsa mı, görse mi? Mumlar böyle ötelerde yandıkça Ağır yavaş yeşerirdi özlemi. Bilim betikleri başında kısaltmalar Önler ilerde boşuna uzatmaları: Tıpkı öyle özetler dalgın donuk bakışlar Eski gecelerde sürekli sıtmaları. Çok sıcak da bunalmışsak dört duvar çölünde Uzun içli çıngırakları bekleriz. Sanki neden bu yolu önceden görmedik: İşte gitti kervanlar hem de yakınımızdan. Ama şimdi akşamı çabucak buluyoruz, - Sanki neden bu yolu önceden görmedik­ Bir yokuştan aşağı hemen iniveriyoruz: Artık önümüz deniz, engin mavi serinlik
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.