İnanmadığımız hâlde vaazını verdiğimiz mevzularda, kendimizin uymadığı kuralları savunurken, gerçeküstü inançlarımızın hayatımıza yön vermesine her müsaade edişimizde aslında kendimizin Marlon yanı bize rehberlik yapıyor. Bir "mürşid" yahut "sahabe" gibi görünen Marlon, aslında "şeytanın sol bacağı". Bizi hayal dünyamıza sabitleyen, konfor alanımızda kararlı kılan, zanlarımızla korkutan, gelişmeyelim diye bazen bir altılı birayla, bazen başka rahatlatıcılarla kapımızı çalan o keyifçi, adam sendeci yanımız.
Arada sırada kendimizdeki Marlon'u görebiliyor muyuz?