Herkese Selamlar..
Mart ayının ilk kitabı 
Hüseyin Rahmi Gürpınar ’ın; " 
Efsuncu Baba " kitabı oldu.
Hüseyin Rahmi Gürpınar'dan okuduğum ikinci eser. Eser günümüz insanlarında da denk geldiğimiz derdi bizlere mizahi olarak yansıtmaktadır. İnce bir mizah ile kaleme alınmış.
Yazar, Bir çırpıda yer yer gülerek yer yer düşünerek okuyacağınız çerezlik, güzel ve trajikomik bir hikaye kaleme almış.
Kısaca kitaba gelirsek; Ebulfazl Enveri adında bir Efsuncu Baba var; aşırı takıntıları, batıl inançları olan, büyüye, tılsıma inanan, eşyaların yerlerinden tutun bir işin yapılması için bile belli günü, saati bekleyen, bazen de en acil işlerini uğurlu saatine denk gelsin diye aylarca erteleyen bir adam. Efsuncu baba; altın bileşmiyle her derde deva olan ve insan ömrünü uzattığına inanılan " şimşirik taşını" veyahut " büyük iksiri" bulmaya çalışan garip bir insanoğludur.
Hüseyin Rahmi Gürpınar, cahilliğin nasıl bi şey olduğunu bu karakter ile gayet iyi anlatmış.
Efsuncu Baba ile iki Ermeni genç Agop ve Kirkor’un karşılaşmalarından sonrasını gülerek okuyacaksınız :)
Şunu demeden geçemeyeceğim kitabın sonunda şunu dedim; Ey aşk nelere kadirsin! :))
Çayınızı, kahvenizi hazır edin kitabın başına oturun, kahveniz bitmeden keyifle okuyup bitirebileceğiniz bir eser. Şimdiden keyifli okumalar...
Kitapla kalın
Kitaptan Alıntılar:
* Dünyadır bu, her aygırdan daha aygırı, her dipsizden daha dipsizi bulunur.
* Bu kederli dünyanın sefası yalnız tımarhanelerde kaldı...
* Benimle konuşurken derinlere bakıyor..
* Sinemdeki yaralar hep onun aşkının elindedir. Var olan her yol canandan canıma gelir.
* İnsan insanın üzerine çıkınca ne kadar yükselebilir ki!!
* Biz görürüz, lakin güya görmemiş gibi yaparız. Çünkü her gördüğümüzle derde girsek akşama kadar kavga etmeli.. Bu dünyanın zamparaları ile kim başaçıkabilir ki!!
*Biri sana budala derse 'Eyvallah' de geç. Bırak ki o adam kendini senden akıllı sanarak övünsün.
*Mesele benim kabulüm de, sizin rızanızda değildir.
* Duayı kesmeyiniz!.. Gönül bağıyla Hakk'a yalvarınız.
* İlim ve irfan'ın zayıf bulunduğu memleketlerde hile, aldatmaca ile daha çok iş görülür!!
*Aldanıp da aldatamayanlar.. işte aç kalan güruh bu zavallılardır.
* Bugün diyelim ki bir milyon insan arasında ürkmeden hakikati gören ve cesaretle onu bağırabilen kaç düşünür vardır?
* Her insanı, hatta her toplumu hoşlandığı yemle avlarlar. Mesele böyle oltalara tutunmayacak kadar insanlığımızı terbiye edebilmektir.
* Henüz çoğumuz hayatın özünü anlamayarak havada saadet, kuyu dibinde cennet arayan, birbirimizden keramet bekleyen, boş şeylere kapılan, vaatlere aldanan saf kimseleriz!
·
18 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.