Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

288 syf.
·
Puan vermedi
Ayşe Hümeyra Ökten Üzerinden Babası ve Devri Üzerine...
Hatıralar tanıdığımız zatları daha iyi tanımamızı sağlayan bir tür. Biliyorsunuz ben de bu türe biraz düşkünüm. Toprağın altındaki tanıdıkları artırma faaliyeti de denebilir. Toprağın üstündekilerden beklenen verim elde edilmeyince bu alana yöneldik diyerek ofansif bir mizah da yapalım.. Neyse, bir konumuza başlayalım. Ayşe Hümeyra Ökten Cumhuriyet tarihine damgasını vurmuş bir hocaefendinin kızı olmanın yanısıra bir de o dönemde İslami hassasiyet sahibi olarak tıp okuyan bir hanımefendi. Babası hakkında anlattıkları ile Celaleddin Ökten'i daha derin tanımamıza vesile olurken kendi yaşadıklarını atarak da bize yaşadığı dönemin toplum algısını sunuyor. Söyleşiyi yapan Nevin Meriç Hanım kitaba başlarken kendisini bu işe teşvik edenin İsmail Kara Hoca olduğunu ifade ediyor. Bu tür çalışmaların ardından İsmail Kara'nın çıkması artık şaşırtmıyor. Yeter be adam diyesim de gelmiyor açıkçası. Allah İsmail Hoca'ya hayırlı uzun ömür versin. Hoca bu alana ve hatıralara çok önem veriyor. Hatta gençlere hatıra defteri tutun diye tavsiye ettiğini biliyorum. Kendim bu tavsiye uyuyor muyum, tabiki hayır :). Ben yazmayı değil okumayı seviyorum. Ayşe Hümeyra Hanım'ın Doktor olurken karşılaştıkları, olduktan sonraki hizmetleri, Medine'ye olan muhabbeti gerçekten hayran olunası. Biz asıl olan, beni daha çok ilgilendiren meselemize Celaleddin Ökten Hocamıza dönelim. Hoca Trabzonlu. (Sultan Fatih'in fethettiği, Yavuz'un yönettiği, Kanuni'nin doğduğu, Erbakan'ın çocukluğunun geçtiği, Mahmud Efendi ve Kadir Mısıroğlu'nun memleketi olan o mübarek belde, laf atanlar utanır mı sanmam) İsminden de anlaşılacağı üzerine celal sahibi. En meşhur yönü ilk İmam Hatipleri açtırması ve müdürü olması. Tasavvufi olarak evvela Cerrahi Şeyhi Fahreddin Efendi'ye intisap eder. Ondan rüya yorumlama ilmini öğrenir. (Ki kitapta rüyalara çokça rastlıyoruz. Sadettin Ökten Hoca'nın doğumu da bir rüya müjdesiyle önceden haber veriliyor ve daha niceleri. Ayşe Hümeyra Hanım babasının bu rüya ilminin kardeşleri Züheyra ve Saddettin'e geçtiğini ama kendilerinin pek de belli etmediklerini ifade ediyor.) Fahreddin Efendi'nin vefatından sonra posta geçen Muzaffer Ozan Efendi'ye intisap ediyor mu veya onunla ilişkisi nasıl bilmiyorum kitapta da pek geçmiyor. Ancak İlerleyen dönemde Mehmed Zahid Kotku Hazretlerine intisap ettiğini biliyoruz. Hatta bu vesileyle ailesi için de Hocaefendi her zaman gelinen gidilen hal hatır sorulan danışılan bir uğrak noktası. Mehmed Zahid Kotku Hazretleri Ayşe Hümeyra Hanım'ın ismini torununa da vermiştir. Daha sonrasında Hümeyra kızım bizim senin ismini alıp torunumuza verdik sen de diğer torunumuzun ismini koy diyince diğer toruna da Hümeyra Hanım kardeşi Züheyra'nın ismini verir. Mehmed Zahid Kotku Hazretleri'nin 1980 yılında vefat etmeden önceki son haccında Ayşe Hümeyra Hanım da yanında. Benim için Erbakan Hoca'nın ne kadar önemli biliyorsunuz bu sebepten dolayı onu da zikredeyim. Erbakan Hoca umreye hacca gelir miydi diye sorulunca Hümeyra Hanım "O Mehmed Zahid Kotku Efendi'yle gelirdi. O zaman daha siyasete girmemişti" diye bir cevap veriyor. Bu da burada kalsın. Yıllardır Edirnekapı Sakızağacı Mezarlığını ziyaret ederim. Hatta canım sıkıldıkça dinlenmeye gittiğim uğrak noktalarımdan birisidir. Mesela bu hafta da gittim. Ancak ilk defa öğrendim rahmetli Celaleddin Ökten Hoca da orada medfunmuş. Merhum Mahmud Efendi'nin damadı şehit Hızır Ali Hoca'nın hemen üst kısmında yatıyor. Hızır Hoca nerede yatıyor diye sorabilirsiniz tabi. Biz de gidin bulun kardeşim deriz :) Son dönemlerde Sadettin Ökten Hoca'yı da çok dinlemeye başladık. Zaten birisi bir ere tutmaya görsün bütün kanallar aynı kişiyi çıkarmaya başlıyor. Yanlış anlaşılmasın ben kendisine ziyadesiyle hayranım. Hatta kendisinin de ablasının da ortak bir özelliğini ifade etmek için bu meseleyi açtım. Hem Sadettin Hoca hem de ablası Ayşe Hümeyra Hanım bir mesele anlatırken ya başında ya da sonunda meseleyi bir beyit bir kelam-ı kibar ile süslüyor. Örnek alınası... Bir başka konu ise çağ değiştikçe bazı şeyler yeni anlamlar kazanırken bazı şeyler de anlamlarını yitirir. Buna kitaptan misal verecek olursak Ayşe Hümeyra Hanım'ın küçüklüğünde yılbaşı kutlamaları çok önemli olmakla beraber doğum günleri bilinir ama çok da kale alınmaz kutlanmazmış. Günümüzde özellikle İslamcı kesim için tam tersine evrilmiş sanırım. Bunların haricinde dönemin kullanımı olsa gerek, Hümeyra Hanım Ramazan Bayramına Şeker Bayramı diyor... Celal Hoca'nın tanıştığı ve münasebeti olduğu isimlerden bir kısmını da burada zikredelim. Malum kişi etrafından bilinirmiş. "Abdülhakim Arvas, Mehmed Zahid Kotku, Fahreddin Efendi, Babanzade Ahmed Naim, Küçük Hüseyin Efendi, Tahirü'l-Mevlevi (kendisinin son anlarında Ayşe Hümeyra Hanım da yanında), Halil Nimetullah Öztürk, Mehmet Ali Ayni, Mahir İz, İsmail Fenni Ertuğrul, Mehmet AKif Ersoy, Nurettin Topçu ve daha niceleri..." Bu kitaba ek olarak Celal Hoca'nın talebelerinden Emin Işık'ın hazırladığı "Celal Hoca Hayatı ve Şahsiyeti" kitabını okuyorum. Celal Hoca'ya dair okumaları genişletmek açısından önemli. İçerisinde birçok tanıdığı zevatın yazıları bulunuyor. Bunun haricinde Ayşe Hümeyra Hanım hayatın büyük bir kısmını Medine'de geçiriyor. O dönemin Medinesini oradaki hikayeleri okumak farklı hatıralar okumak isterseniz bu kitap birebir. "Ali Ulvi Kurucu'nun hatıralarına" ek olarak bu kitap mutlaka okunmalı. Yazı esnasında kitabın Medine bölümünü pek anlatamadım. Zaten Medine pek anlatılacak bir yer değil yaşanacak bir yer. Edebiyat değil, tattığım için söylüyorum. Fahri Kainata salat ve selam olsun.. Hitameyi çekelim. Kalbinizin sahibine emanet olun, eyvallah... 1 MART 2024 Cuma 20.53
Dindar Bir Doktor Hanım
Dindar Bir Doktor HanımAyşe Hümeyra Ökten · Timaş Yayınları · 20191,238 okunma
·
156 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.