Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

64 syf.
8/10 puan verdi
Bir yürek ne kadar eder?
Bir yüreğin değeri ne kadardır? Birkaç kilo altın mıdır, yoksa bir bavul dolusu para mıdır? Belki de bir yürek bir insana eşdeğerdir. Bizi biz yapan şey aslında ruhumuzdur. Bunu ruhumuzu göğsümüzden tutup çıkartma şansımız olsa anlayabilirdik kolaylıkla. O zaman görürdük ki ruh yoksa beden de diğer 7 milyar gibi basit ve sıradan bir beden. Ancak bu senin veya benim için değil, herkes için böyle. Peygamberlerin ruhunu onlardan alıp koparsak onlarda özel ne kalır? Yüzleri kalsa onların yüzünden binlerce kat güzel yüzler var. Güçleri kalsa onlardan güçlü binlercesi var. Ama ruh... Ruhlarımız kadar eşsiz daha ne var? Mademki ruh, bu makineye can verendir, o halde ruhumuzu bize bağlayan yüreğin değeri de bir o kadar önemli değil midir? Ondan kurtulmaya çalışmaksa kendini öldürmek değil midir? İşte, yüreğinin acılarından kurtulmaya çalışan bir insanın trajik bir hikayesidir, "Bir Yürek Satıldı". Emine Işınsu, acı çeken bir adamın portresini çiziyor. Ancak bu adam alışılmışın dışında bir şekilde acı çekiyor. Belki de birçok kimse bir şeylere ulaşamadığından, elinden kayıp gittiğinden ötürü acı çekerken o her şeye ulaşabilmekten ötürü acı çekiyor. Adam öylesine her şeyin doyumuna ulaşmış ki artık hayatta yapabileceği hiçbir şey kalmamış. Ne yapsa sıkılıyor. Hayatında ulaşmak isteyeceği hiçbir hayali yok. Birçok kimse, "İnsan, olmak istediği kadar değil, olduğu kadarıyla insandır." der. Ancak bu acıları görünce diyorum ki insan aslında hayalleriyle de insandır. Bazen hayalleri hiçe sayarsak o insanı da hiçe saymış gibi hissediyorum. Bu "acılar denizinde boğulan" adamla karşılaşan bir kadın... Adama göre belli belirsiz olan acılarını katlayan ve dayanılmaz hale sokan kadın... Bir şekilde konuşmasa da, ayrılmak da istese kadın gitmiyor. O, adamdaki bir şeye tutulmuş ve onu bırakamıyor. Aşık oluvermiş işte. Ancak bu tek taraflı aşk, birisinin her gün ilgisi artarken diğerinin acısı artıyor. Bunlar olurken diğer taraftan acılar adamından hoşlanmayanlar var. Işınsu, burada toplumun bir başka yüzünü de göstermek istiyor. Toplum aslında bakıldığında çok benzer insanların oluşturduğu ve genelde aynı şeylerin yapıldığı yerdir. Bu iyi veya kötü birçok anlama gelebilir. Ama gerçek şudur ki topluma uygun değilseniz toplum asla sizi kabullenmez. Ya ondan olursunuz ya da "ötekilerden" olursunuz. Bu da toplumun keskin bıçağıdır. Bütün her şey bir yana belki de en can alıcı kısım kadının kaçırılmasına göz yummasıdır. Hoşlanmayanlar kadını kaçırmaya ve büyük ihtimalle ırzına geçip bir kenara atmaya geldikleri vakit adam hiçbir şey yapmaz. Aslında fena da değildir. Zaten kadının gitmesini ister. Onun umurunda olmasa gerekirdi, ama öyle olmuyor bazı şeyler. Çünkü gördükleri her saniye acısı daha da artıyor ve bir nevi kendinden nefret ediyor. Her şey acı olarak geri dönerken bu son olayı yüreği kaldıramıyor ve orada sönüveriyor. İşin sonunda adam kendini rahatlamış hissediyor. Evine dönüyor ve eskiden nefret ettiklerini artık keyifle yapmaya başlıyor. Kadını umursamıyor bile. Ancak böyle bir durumda insan düşünüyor: Bu adam hiç şüphesiz yaşıyor ama yaşamak demek insan olmak için yeterli midir? Burada son sözlerini herhalde şunlarla bitirmek isterdi Işınsu: İnsan acıları kadarıyla da insandır. Ve acı çekmeyen insan henüz bir hayvandır.
Bir Yürek Satıldı
Bir Yürek SatıldıEmine Işınsu · Bilge Kültür Sanat · 201758 okunma
·
1 artı 1'leme
·
61 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.